Erdoğan-Özel görüşmesi ve yumuşama…

A -
A +

Sekiz yıl aradan sonra gerçekleşebilen bir ziyaret beklendiği gibi geniş yankı uyandırdı… Türk siyasetinde yeni dönemin başlangıcı gibi de yorumlandı. Ancak şu hususu da unutmayalım: Bir çiçekle yaz olmaz!..

 

 

 

Aslında sıradan bir gelişme olması gereken bazı hususlar, âdeta zoraki biçimde olağanüstü veçheye bürünür… Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, önceki gün gerçekleşen görüşmesinden bahsediyoruz. İktidar ve ana muhalefet parti başkanlarının bir araya gelmesi, acaba (hadi bazılarının çok sık tekrarladığı klişe ile belirtelim) ‘demokrasiyi içselleştirmiş’ ülkelerde de bu şekilde heyecan uyandırır mı?.. Yahut şöyle soralım; İktidar ve muhalefet liderlerinin tam sekiz yıl boyunca bir araya gelmemesinin demokratik açıdan faydaları(!) nedir?.. Şaka bir yana, ülkeyi yöneten ve ileride yönetimi devralma iddiası taşıyan iki siyasi tüzel kişilik, bu kadar zaman birbirinden uzak durarak, nasıl bir siyaset zemininde faaliyet gösterebilir? Mesele yalnızca bugünün meselesi de değil. Belki de sıkıntının esas kaynağı burası. Gelenekler yanlış istikamette seyrederse, neticede de arzu edilmeyen durumlarla yüz yüze gelinir. Türkiye’nin sunduğu fotoğraf budur. Yetmiş küsur yıllık çok partili siyasi tarihimizde, iktidar-muhalefet ilişkileri genellikle bir gerilim ikliminde yol almıştır!.. Diyalog ortamının olmaması veya yetersiz kalması sonucunda, siyaseten ülkeye zarar veren pek çok vahim hadise meydana geldiği ve her seferinde pişmanlıklar izhar edildiği hâlde, aynı yanlışın önüne geçilememiştir… O sebeple bizler bugün normal bir görüşmeyi, çok farklı bir atmosferde değerlendiriyoruz.

 

Her şeye rağmen, bu görüşme memleketin hayrına olmuştur. Ama bir çiçekle yaz olmaz!.. Devamı da gelmeli. Geleceği açıklandı. Görüşmenin hemen akabinde, AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, uygun zamanında CHP’ye iade-i ziyarette bulunacağını açıkladı. Nitekim dün Cumhurbaşkanı da, bizzat yapacağı ziyarete işaret ederek, yumuşama için bunun gerekli olduğunu dile getirdi. Daha önce benzer adımların atılamamış olmasının (sebeplerini ayrıca belirtmese de) esasen bir eksiklik olduğunu ihsas etti. Görüşmenin muhtevasıyla ilgili şu ana kadar, taraflarca resmî bir açıklama yapılmadı. Fakat kulislerde dolaşan kırık dökük bilgiler, daha önceden de medyada yer alan konu başlıklarının konuşulduğunu izah ediyor. Bu görüşmenin sembolik yanı ağır basıyor. Çünkü sekiz yıl aradan sonra gerçekleşebiliyor. Bu arada böyle bir görüşmeyle pek çok şeyin hemen hâl yoluna girmeyeceği de açıktır. Ama sağlanan diyalog ortamı, orta ve uzun vadede meselelerin müzakere edilmesi ve çözüm bulunması yolunda yardımcı olur. Tabiatıyla tarafların konulara yaklaşımı ve iş birliği yapma noktasındaki istek ve samimiyeti önemlidir. Bunun yanında gündemdeki konuların önceliği hususunda tarafların aynı noktada buluşması da önemli. Mesela yeni anayasa yapma konusuna, AK Parti bir öncelik vermeye çalışırken, CHP aynı düşüncede değil. Özgür Özel, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, kendilerine göre, daha önemli ve öncelikli meseleler bulunduğunu ifade etmişti… Aynı görüşü Cumhurbaşkanı ile olan görüşmede de ortaya koyduğu ifade ediliyor.

 

Tabii Özgür Özel’in işi kolay değil. Kendi partisi içinde de her hareketi sıkı gözetim altında!.. Cumhurbaşkanıyla salt görüşmesine bile tepki gösterildi. Başta Kemal Kılıçdaroğlu… CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın çıktığı televizyon kanalında, “Özel’e; gerekli notları tutması için beraberinde bir kıdemli diplomat götürmesini söyledim” diyor. Acaba bu üst perdeden tavsiyenin asıl maksadı nedir? Özel’e olan güvenin(!) bir yansıması mıdır? CHP içindeki iktidar rekabeti, şimdilik düşük tempoda seyretse de, hiçbir zaman bitmeyecektir. 2028 seçimleri için yüksek hedefleri olanlar, bu yoldaki çalışmalarını her zeminde sürdürecektir… Özel, bunları dikkate alarak yol almak zorunda olduğunu elbette unutmuyor. Bu sebeple, öncelikle parti içinde açık vermemek ve kendisinin güçlenmesini istemeyen kesimlere de, koz vermemek için dikkatli adım atmak zorunda. Özel’in Erdoğan’la yaptığı görüşmede, CHP’nin öteden beri seslendirdiği, 28 Şubat döneminin hapisteki emekli generallerin serbest bırakılması, keza Selahattin Demirtaş, Can Atalay, Osman Kavala ve diğerlerinin davalarıyla ilgili itirazlarını tekrar ettiği öğrenildi. Burada yeni bir şey yok. Ekonomik sıkıntılar, emekli maaşları vs. konular zaten her gün konuşulan başlıklar. Bunların konuşulması, yeni anayasa yapma hususunun ertelenmesini gerektirmez. Fakat CHP bugünkü parlamento gücüyle yeni anayasa yapımında yeteri kadar etkili olamayacağını hesapladığı için yanaşmak istemiyor. Özel’in ilk günden yan çizmesi bundan.

 

Her şeye rağmen, Özgür Özel, selefi Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapmadığı, yapmak istemediği bir şeyi başarmış oluyor. İktidarla diyalog kapısını açarak, siyasetteki gerilimin düşmesine yardımcı olmak müspet bir yaklaşım. Bu, toplum tarafından olumlu karşılandı. Şayet devamı gelirse, ülke meselelerinin en azından bir kısmı daha kolay çözüme kavuşturulabilir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.