Balıkesir’de mahalle hayrı

A -
A +

Mahallemizde, geçtiğimiz günlerde (28 Nisan 2024 Pazar) bir hayır düzenlendi. 20 yılı aşkın bir süredir devam eden bu hayır artık geleneksel hâl aldı. Ecdadımız fethettikleri yerlerde cami, hastane, medrese, kervansaray, han, hamam, çeşme gibi müesseseler yapmış, okuyan talebeler, yolcular, muhtaç ve fakir kimselerin her türlü ihtiyaçlarını karşılamışlardır.

 

Hatta hayvanlar ve kuşlar için bile kışın yiyeceklerini yazın da içecekleri suyu bile temin etmişlerdir. Osmanlılarda ilk imaret ve aşevi Orhan Bey zamanında kurulmuş padişah, fakirler ve muhtaçlara bizzat kendi eliyle yemek dağıtmıştır. Daha sonra başta İstanbul olmak üzere Bursa ve ülkenin birçok yerinde kurulan ve sayıları 24'ü bulan imarethane ve aşevlerinin en önemli görevi fakir ve kimsesiz çocukların yetiştirilmesi, eğitilmesi ve bunların hayatını kazanacak bir yaşa gelinceye kadar maaş bağlanır her ihtiyaçları temin edilir hiç kimse aç ve açıkta bırakılmazdı. O dönemde en büyük imarethane ve vakıf Ayasofya, Edirne'de Sultan 2. Murat Vakfı ve Fatih İmarethanesi ve vakfıydı. İmaretler tek yapı olduğu gibi külliye hâlinde olanları da vardı. Yine o yıllarda ulaşım zor olduğundan yol üzerindeki hanlar ve kervansaraylar ile bu hizmet yürütülmüştü.

 

Artık ulaşım kolaylaştı. Hanlar hamamlar kalmadı ama yine de eski örf ve âdetleri devam ettiren, belli zamanlarda hayır yapıp herkese ve bilhassa fakirlere yemek, yiyecek dağıtan yerler ve müesseseler vardır. Bu güzel geleneği ve âdeti yıllardan beri sürdüren yerlerin başında da Balıkesir gelmektedir. Ben ülkemizin birçok yerinde kaldım ve görev yaptım hiçbir bölgede böyle güzel bir âdeti, geleneği Balıkesir kadar sürdüren bir yer görmedim...

 

Yılın her ay ve zamanında yapılan lokma hayırları yanında bilhassa nisan mayıs ve haziran aylarında devam eden mahalle hayrı, köy hayrı adı altında yapılan hayırlarda herkese yiyecek, içecek tatlı ve lokma dağıtılmaktadır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

 

     Aslan Torun

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

               Sen geldim

 

 

 

İrem bağına girdim, beyaz gülleri derdim.

 

Gönlümle sana verdim, gönülden sana geldim.

 

Benliğimden arındım, yalnızca seni sevdim

 

   Sana sığınıp geldim, sana inanıp geldim.

 

   Sana güvenip geldim, Ey sevgili sen geldim.

 

 

 

Karlı dağları aştım, ıssız çöllerde yandım.

 

Yalnız sevgine açtım, ancak suyunla kandım.

 

Kendim ile kıvrandım, aşk ile sana vardım.

 

   Sana sığınıp geldim, sana inanıp geldim.

 

   Sana güvenip geldim, Ey sevgili sen geldim.

 

 

 

Sabır suyunu içtim, şükür yolunu geçtim.

 

Aşkın huyunu seçtim, sevdanla ölçtüm, biçtim.

 

Anladım ben bir hiçtim, dünyamdan böyle göçtüm.

 

   Sana sığınıp geldim, sana inanıp geldim.

 

   Sana güvenip geldim, Ey sevgili sen geldim.

 

 

 

Gönül dilini duydum, selim aklına uydum.

 

Kalbindir benim yurdum, fikrine inanç duydum.

 

Seninle hayal kurdum, senden hep medet umdum

 

   Sana sığınıp geldim, sana inanıp geldim.

 

   Sana güvenip geldim, Ey sevgili sen geldim.

 

 

 

Gülistan hesap sordu, dikenler bazen yordu.

 

Duan silahsız ordu, tövbemi soruyordu. 

 

Himmetin koruyordu, gönlüm kan ağlıyordu.

 

   Sana sığınıp geldim, sana inanıp geldim.

 

   Sana güvenip geldim, Ey sevgili sen geldim.

 

 

 

Huzurun adresi sen, kusurun adresi ben.

 

Doğrunun kölesi ben, âşıkın sevgisi sen.

 

Allah’ın vergisi sen, sevginin meyvesi ben.

 

   Sana sığınıp geldim, sana inanıp geldim.

 

   Sana güvenip geldim, Ey sevgili sen geldim.

 

 

 

Aciz kulun dilinden, sever seni gönülden.

 

Çektiği aşk elinden, ağlar kendi nefsinden.

 

Geçer aşkla kendinden, anlar âşık hâlinden

 

   Sana sığınıp geldim, sana inanıp geldim.

 

   Sana güvenip geldim, Ey sevgili sen geldim.

 

               Aciz-A. Gök (Sultan Divanından)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.