“İhtiyaçlarını temin etmek için sokağa çıkamayan hastaya, ölüm hastası denir."
Sual: Ölüm hastası diye, hangi hâlde olana denir ve böyle olan bir kimsenin, malını satması, hediye etmesi dinen uygun mudur?
Cevap: Bu konuda Redd-ül-muhtârda buyuruluyor ki:
“İhtiyaçlarını temin etmek için sokağa çıkamayan hastaya, ölüm hastası denir. Bir hastanın bazen sancısı, ağrısı olsa, çok zaman sokağa da çıksa, buna ölüm hastası denmez. Sıtma, verem, zafiyet böyledir. Böyle hasta, bütün malını hediye etse, emanet, başkasınındır dese, caiz olur. Vârislerinden birine bir şey satabilir ve hediye edebilir. Başka vârislerin buna izin vermesine lüzum olmaz.”
Mirasının kendi arzusuna göre taksim edilmeyeceğini anlayan kimse, dilediğine, dilediği miktarda hediye ederek, hepsini dağıtır.
Mecelle'nin 1596. Maddesinde de şöyle deniyor:
“Zevcesinden, hanımından başka vârisi olmayan, maraz-ı mevtinde, ölüm hastalığında iken bütün malını, zevcesine, hanımına vasiyet edebilir.”
Sual: Kadının sütünü ve domuzun kılını satmakta, dinen bir mahzur var mıdır?
Cevap: Hür kadının sütünü sağdıktan sonra dahi ve domuzun kılını satmak batıldır. Domuz kılını, iğne yerine kullanıp ayakkabı dikmek zaruri olunca yani dikecek başka bir şey bulamazsa kullanması ve parasız malik olamazsa, satın alması caiz olur. Buna satılması mekruh olur. Leş yağı, bevil, idrar, insan sütü ve şarabın, tıpta ve sanayi için kullanılmaları da böyledir. İmâm-ı Muhammed hazretlerine göre bu kadar kıl temizdir. Kâfir de olsa, insan kılını ve her uzvunu, bevlini, idrarını, necasetini satmak batıldır. Kullanmak da caiz değildir. Yalnız, insan pisliği kullanılabilir ve toprakla karışık olarak satılabilir. Hayvan pisliklerini satmak ve gübre ve yakacak olarak kullanmak caizdir. Vedek, yani leş yağını satmak ve kullanmak haramdır.
Sual: Cuma günü, Cuma namazı kılınan vakit içinde alışveriş yapılabilir mi?
Cevap: Cuma günü öğle ezanı ile imam selam verinciye kadar olan zamanda alışveriş yapmak mekruhtur.
Sual: Satın almayacağı veya iki kişinin bir fiyatta anlaştığı malın fiyatını artırmakta, dinen bir mahzur var mıdır?
Cevap: Satın almayacağı bir malın semenini, fiyatını başka müşteriler arasında yükseltmek mekruhtur. İki kişi bir malın fiyatında uyuşmuş iken, bu malı, daha yüksek fiyatla satın almak istemek de mekruhtur.
Evliyânın büyüklerinden ve kabr-i şerîfi Delhi’de bulunan Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin, üstâdına olan sevgisi fevkalâde çoktu.
Bir gün dergâha geldi.
Ve sevdiklerine;
“Her neye kavuştuysam hocamın sâyesinde kavuştum. Bir mümin ne kadar çok ibâdet etse de Allah’ın rızâsına ermesi yine zordur” buyurdu
Ve ilâve etti:
“Ama bir ‘Allah dostu’na muhabbet beslerse o zâtın bereketiyle Allahın rızâsına kavuşması kolay olur.”
Sordular:
“Hikmeti ne efendim?”
Buyurdu ki:
“Çünkü evliyâ zâtlar Allahü teâlâya çok yakındırlar. Asıl iş, onların kalbine girmektir. Bunun için ne hüneri varsa göstermelidir.”
● ● ●
Bir gün bu zâta;
"Huzura ermenin yolu nedir efendim?" diye sordular.
Cevâbında;
"Sabırdır" buyurdu.
Ve îzah etti.
"Huzûru, bir odanın içinde kilitli farz edin. İşte o odanın anahtarı sabırdır. Sabrederseniz kapı açılır ve huzûra kavuşursunuz.”
● ● ●
Bir gün de bu zâta; "Efendim, kibirler içerisinde en kötüsü hangisidir?" dediler.
Buyurdu ki:
"İbâdet edenlerin kibridir."
Bir gün de;
"Her an Allahü teâlâyı hâtırlayan ve Onu bir an unutmayanlar, güler bir hâlde cennete gireceklerdir" buyurdu.