Şampiyonluk “çantada keklik” değil!

Özellikle Galatasaraylılar başta ve “görüyor, konuşuyor, dinliyorum” Fenerbahçeliler dâhil, milyonlarca taraftar ve de birçok meslektaşım, gazetelerin spor yazarlarının, TV’lerin futbol yorumcularının bazıları, “Süper Lig bitti, Galatasaray şampiyon” görüşündeler...

 

Gazeteciliğe “spor yazarı” olarak 1955’te başlayan ve uzun yıllardır da, “gazeteciliğin farklı dallarında görev yaparken ‘spor da yazarak’ hâlâ mesleğe devam eden” bir gazeteci olarak, bu “kısacık” son sürelerde neler gördüm, yaşadım ve de Galatasarayların, Fenerbahçelerin, Beşiktaşlıların, Trabzonsporların “garanti gibi görünen şampiyonlukları ‘son üç beş hatta iki üç maçta nasıl kaybettiklerini” ya da  “ümidi çok azalmışların nasıl kazandıklarını” yazıp geldim…

 

Süper Lig bitmedi; son üç haftada “aynı gün, aynı saatte oynanacak” dörder maçları var, Galatasaray’ın da, Fenerbahçe’nin de… Üstelik bu dörder maçtan birisinde de, “birbirleri ile” oynayacaklar…
İşte kalan o maçlar: 

 

Galatasaray: 05.05.2024 Galatasaray - Sivasspor / 12.05.2024 Karagümrük - Galatasaray / 19.05.2024 | Galatasaray - Fenerbahçe / 26.05.2024 Konyaspor - Galatasaray

 

Fenerbahçe: 06.05.2024 Konyaspor - Fenerbahçe / 12.05.2024 Fenerbahçe - Kayserispor / 19.05.2024 Galatasaray - Fenerbahçe / 26.05.2024 Fenerbahçe - İstanbulspor

 

Üstelik bu karşılaşmaların hemen hepsi, “Kasap et derdinde, koyun can derdinde” atasözünü hatırlatacak maçlar…

 

Hiçbir maç için “Galatasaray mutlaka kazanır” ya da “Fenerbahçe mutlaka üç puan alır” diyemeyiz ve belki de yaşayarak göreceğiz ki; “diyememekte” de haklı çıkabiliriz… Şu andaki duruma, puan cetveline, son haftalarda alınan sonuçlara bakarak, “et derdi” ile “can derdi” için, diyebiliriz ki; “işte bu tablo” maçları “her sonucun alınabileceği” hâle getiriyor...

 

Galatasaray ile Fenerbahçe arasında dört puan fark var… Galatasaray “son dört maçta ‘bu puan farkını’ tümüyle kaybetmemek”, Fenerbahçe ise “Galatasaray ‘dört puan kaybederken’, hiç puan kaybetmemek” zorunda, şampiyonluğa ulaşmak için…

 

Olabilir mi; olabilir de, olmayabilir de… İki takım da Süper Lig’in son dört maçına kadar çok konuda “istatistik rekorları” kırarak geldiler… Süper Lig’in çok üstünde kadroları var ve de “son haftalarda” seyrediyoruz ki, “Üç puanların kazanılmasında başrolü oynayan” kalecilere, golcülere sahipler…

 

Bugün, birinin, ötekine göre, sadece “çok eleştirilen hocaya karşı, ‘göklere çıkarılan hoca avantajı” var, o kadar!..

 

Ama bu avantajı ortadan kaldıracak bir başka gerçek var; görülüyor ki, “can derdinde” olanlar “90 + uzatmalarda ‘son düdük çalınana kadar’ bütün kozlarını” yeşil çime getiriyorlar; “kim şampiyon olacakmış” umurlarında değil!.. 

 

Yani, hedefleri “düşmemek” ve bu “yarış” bana göre “şampiyonluk yarışı” yapan” takımların futbolcularından “can havli ile” daha fazla “mücadele gücü veriyor” futbolcularına…

 

“Şampiyonluk yarışı” yapanlar da “düşmemek için” yarışanlar da dikkat; son pişmanlık fayda vermez!..