“Haklısın” demeyi bilebilmek

A -
A +

Hayatın bazı anlarında iletişim hâlinde olduğunuz insanlarla çok basit konularda ufak şeyler için zaman zaman tartışmaya girersiniz.

 

Özellikle pazartesi günleri iş yerlerinde, kahvehanelerde futbol muhabbeti hemen yerini alır. O haftaki sürpriz sonuçlar, takımların, futbolcuların durumu, hakem kararları gibi birçok konu uzun uzadıya anlatılır. İş öyle ana gelir ki kırıcı, küçük görme, ben haklıyım mevzuuna kadar gider. Bir hiç uğruna bütün enerjinizi olumsuz yönde harcarsınız. Gününüz berbat olur...

 

Ufak şeyler için sıkıntıya girmeye değer mi? Enerjinizi, işinizi en iyi şekilde yapmaya, faydalı olmaya kullanmanız daha huzur verici olmaz mı? En iyisi “haklısın” demeyi de bilebilmek, “özür dilerim” demeyi de...

 

Bazen bir futbol yorumunda kendi kendimize bile sonradan şaşıracağımız derecede agresifleşmekte, bazen bu kadar gereksiz söylemle birbirimizi meşgul etmekte sakınca görmeyiz. Oysa havada kalan nice gereksiz tartışmalarla, olumsuz hâl içine girmek yerine gerektiğinde “haklısın” diyerek mevzuu tatlıya bağlayabilmeliyiz.

 

Aynı şekilde siyasi düşünceler, televizyon programları ve dizileri, trafikte araç kullanırken, alışveriş yerlerinde vb. karşılaştığınız özünde birçoğu basit olan konular için kendinizi ve çevrenizdeki insanları üzmenin bir anlamı olmasa gerek.

 

Buradan “asla haklı çıkmaya uğraşmayın” anlamı da çıkarılmamalı. İlkeleriniz, değerleriniz taviz vermeyeceğiniz durumlarda düşüncelerinizi açıkça söylemek elbette önemlidir. Hayatın amacı ufak şeylere takılı kalmadan, sevgi dolu bir hayat sürebilmektir. Burada dikkat çekeceğimiz husus hayatınızın değerli anlarını sonradan pişman olacağınız biçimde harcamayın.

 

Hayata bakış açınızı oluşturmak için en önemli adım başka insanları sevme kapasitenizi geliştirmektir. Haklı olmak mı yoksa, mutlu olmak mı istersiniz? Çoğu zaman aynı anda ikisi birden mümkün değildir. Hayat denge ve tercih belirlemeye göre şekillenir.

 

     Nurettin Bozan

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

               Hissetmek 

 

 

 

Herkesin diline dolandı bir seviyorum,

 

Anlam mana ne arasan boş

 

İçi dolu kelimeler mi?

 

Yok artık kim sever bilinmez ki.

 

 

 

Arayıp da bulunmayan bir sevgi değil ki,

 

Bir başka ruhta anlaşılmayı kim istemez ki?

 

Yalnızlığı ödül sayan kişilerde bunun için değil mi?

 

Bir bedende iki ruh taşımak kime ki?

 

 

 

Suyu çıkmış dünyanın, insanların…

 

Kürek çekmek boşa olur mu hiç?

 

Elbet kayık bir yerde batacak biliyorum

 

Hissediyorum, uzaktan da olsa gülüyorum.

 

 

 

Büyük hayallerin içinde küçük düşler var,

 

Her söylenen sözde farklı manalar var.

 

Sadece okumak mıdır anlamak,

 

Bazen hissetmek gerekmez mi?

 

 

 

          AsilBey

 

 

 

UNUTULMAZ ESERLER

 

 

 

DAVUTPAŞA KIŞLASI: Osmanlı ordusunun Avrupa yakasında ilk konakladığı yerin ismi. Rumeli’ye yapılacak seferlerde Osmanlı ordusu İstanbul’dan çıktıktan sonra Dâvûdpaşa Kışlasında toplanırdı. Burada uğurlama töreni yapıldıktan sonra ordu sefere hareket ederdi. Sefer dönüşünde ise Dâvûdpaşa Kışlasında toplanır, karşılama tören ve şenlikleri yapılırdı.

 

Sultan İkinci Bâyezîd’in sadrazamlarından olan Dâvûd Paşa, ilk defa, Osmanlı ordusunu meydana getiren birliklere göre burayı tanzim ettirdiği ve padişah için özel bir köşk yaptırdığından ismine “Dâvûdpaşa Kışlası” denilmiştir. Bugünkü durumu Dördüncü Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Kasr-ı Hümâyûn, Mahvel-i Hümâyûn, Âdil Köşkü, Sadâret Köşkü gibi sâbit yapılar yanında, Haseki Sultan Namazgâhı, Genç Osman Köşkü önemli bölümleridir. Yakın zamana kadar askerî kışla olarak kullanılmaktaydı. Günümüzde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Yerleşkesi olarak hizmet vermektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe 6 Mayıs 2024 13:15

Haklı olduğu hâlde, din kardeşinin kalbi kırılmasın, üzülmesin diye, (Sen haklısın, hata bende) diyene, bu inceliği gösterene, Allahü teâlâ bu sabrından dolayı Cennette köşk verecek. Bunun kefili de Peygamber efendimiz olacak. (dinimizislam.com)