ABD'nin Suriye'den çekilme kararının arkasında ne var?

ABD, Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri varlığını önemli ölçüde azaltmaya hazırlanıyor. Pentagon yetkilileri, ülkede konuşlu yaklaşık 2.000 askerden 1.000’inin önümüzdeki haftalar içinde çekileceğini bildirdi. Kararın, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte oluşan yeni siyasi tablo ve Washington’un İran’la yürüttüğü müzakereler çerçevesinde alındığı ifade edildi.
ABD ordusu, Suriye’nin doğusundaki Deyrizor bölgesinden yüzlerce askerini geri çekmeye başladı. Pentagon’un planına göre birlik sayısı 2.000’den 1.400’e düşürülecek.
Washington yönetimi, bu çekilmenin yalnızca "ilk aşama" olduğunu ve daha geniş kapsamlı bir yeniden yapılanmanın gündemde olduğunu ima etti.
SURİYE GÜÇLERİ TİŞRİN BARAJI'NA KONUŞLANDI
Suriye'nin kuzeyindeki stratejik Tişrin Barajı çevresine, yerel gruplarla varılan anlaşma kapsamında rejim birlikleri konuşlandırıldı. Anlaşma, ABD destekli terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye uzantısı SDG'nin barajdan çekilmesini, kontrolün Suriye ordusu ve yerel sivil Kürt otoriteler arasında paylaşılmasını öngörüyordu.
Suriye devlet ajansı SANA, “Suriye Ordusu ve güvenlik birimlerinin Tişrin Barajı’na girdiğini” ve “SDG ile varılan mutabakat doğrultusunda barajın güvenliğini sağlamak üzere ortak bir güç kurulduğunu” duyurdu.
ABD'NİN ÇEKİLME KARARININ ARKASINDA NE VAR?
ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, “küresel savunma duruşunun esnekliği” gerekçesiyle bu çekilmenin yapılacağını belirtse de, sahadaki gelişmeler farklı bir tabloya işaret etti. Pentagon’un operasyonel yeniden konuşlanma kararları; İran’la yürütülen nükleer müzakereler, Yemen’deki Husi tehdidi ve Rusya’nın Suriye’deki hava savunma sistemlerini geri çekmesiyle birlikte okunuyor.
CENTCOM SAHADA ROL DEĞİŞTİRİYOR
ABD'nin Suriye’deki varlığının zeminini oluşturan en önemli gelişmelerden biri de, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalif grupların Şam’da kontrolü ele geçirmesi sonrası ortaya çıktı. ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed El Şaraa ile yakın işbirliği içinde çalışmaya başladı.
Orta Doğu Enstitüsü uzmanı Charles Lister’a göre, bu ilişkiler kapsamında ABD istihbaratı, DEAŞ’a yönelik 9 büyük saldırı planını bozdu ve birçok üst düzey militanın etkisiz hale getirilmesini sağladı.
TÜRKİYE'NİN HASSASİYETLE İZLEDİĞİ BÖLGE: TİŞRİN HATTI
Tişrin Barajı, Halep iline bağlı Menbiç yakınlarında yer almakta. Ayrıca Fırat Nehri’nin hidroelektrik ve tarımsal sulama kapasitesinde kilit rol oynuyor. Türkiye sınırına yakınlığı nedeniyle bölge, Ankara açısından “kırmızı çizgi” olarak görülmekte.
Baraj, 2011’deki iç savaşın ardından sırasıyla rejim karşıtı grupların, ardından DEAŞ’ın, 2015 itibarıyla ise SDG’nin eline geçmişti. Türkiye, bu bölgede PKK’nın Suriye kolu YPG’nin varlığına karşı defalarca uyarıda bulunmuş, Tişrin çevresindeki tahkimatlara karşı operasyon sinyalleri vermişti.
ANLAŞMA WASHİNGTON GÖZETİMİNDE HAZIRLANDI
AFP’ye konuşan kaynaklara göre, söz konusu anlaşma, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun denetiminde hazırlandı. Bu kapsamda, barajın teknik işletimi Kürt sivil yönetiminde kalırken, askeri güvenlik Şam’a bağlı güçler ile ortak yapılara bırakıldı.
TÜRKİYE NE YAPACAK?
Tişrin Barajı çevresinde yaşanan bu yeni gelişme, Şam ile PKK/YPG bağlantılı yapılar arasında yakınlaşmanın sahaya nasıl yansıyacağının ilk örneklerinden biri. Türkiye, bu süreci sınır güvenliği ve terörle mücadele perspektifinden dikkatle izliyor.
WASHİNGTON NEYİN PEŞİNDE?
Trump yönetimi, İran’la yürütülen müzakereler ışığında bölgedeki doğrudan müdahaleleri azaltmayı savunuyor Ancak bu stratejinin beraberinde yeni tehditler doğurabileceği yönünde Pentagon içinden dahi ciddi uyarılar gelmeye devam etmekte.
AFP'ye konuşan askeri uzmanlar, daha fazla çekilmenin DEAŞ’ın palazlanmasına yol açabileceğini, oluşan güvenlik boşluğunun ise Türkiye’nin dışında hiçbir güç tarafından istikrarlı şekilde doldurulamayacağını belirtti.