Ege’de tehlikeli ittifak! Yunanistan ve İsrail anlaştı, Türkiye resti çekti

Ege’de tansiyon yeniden tırmanıyor. Turkiyegazetesi.com.tr’ye konuşan güvenlik kaynakları, Yunanistan ile İsrail arasında enerji alanında atılan tek taraflı adımlara sert tepki gösterdi. Kaynaklar, “Bu tür oldu bittilere kesinlikle müsaade edilmeyecek” uyarısında bulundu.
DIŞ HABERLER—Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), İsrail’le birlikte yürüttüğü denizaltı elektrik enterkoneksiyonu projesi kapsamında, araştırma gemilerinin Kasos ve Karpathos adalarının doğusundaki uluslararası sulara geri dönmesi için geri sayım başladı. Ancak güvenlik kaynaklarına göre yürütülen bu faaliyetler, açıkça uluslararası hukukun ve deniz yetki alanlarına ilişkin temel kuralların açık bir şekilde ihlal ediyor.
Yunan basınında yer alan haberlere göre, "Büyük Deniz Enterkonektörü" adı verilen proje kapsamında yeni bir NAVTEX ilan edilmesi için süreç başlatıldı. Gelişme, daha önce Türk Deniz Kuvvetleri tarafından durdurulan kablo döşeme girişimlerinin yeniden gündeme geldiğini gözler önüne serdi.
"ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI GİRİŞİM"
Türkiye'nin diplomatik kaynakları, Ege ve Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlarının henüz karşılıklı mutabakatla belirlenmediği koşullarda, Yunanistan’ın tek taraflı adımlarının "provokatif" nitelik taşıdığını belirtildi.
Daha önce de Ankara, bu tür faaliyetlerin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne ve iyi komşuluk ilkelerine aykırı olduğunu defalarca uluslararası platformlarda dile getirmişti.
NELER OLDU?
İki ay önce Girit açıklarında yürütülen benzer bir çalışmaya, Türk Deniz Kuvvetleri’ne bağlı bir korvetin müdahalesi sonucu ara verilmişti. Bu olay, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini koruma kararlılığının bir göstergesi olarak yorumlanmıştı.
GİZLİ GÜVENCELER Mİ VAR?
Yunan medyası, dezenformasyona imza atarak, Yunanistan Başbakanı’nın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan, kablo döşeme sürecinde "Türkiye’den sorun çıkmayacağına dair" güvence aldığı yönünde asılsız bir iddiayı gündeme taşıdı.
Ankara ise bölgedeki faaliyetlerin yakından izlendiğini ve "sahada gerekli adımların çekincesizce atılacağını" daha önce açıklamıştı.
Yunanistan Dışişleri Bakanı George Gerapetritis ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Brüksel'deki NATO toplantısında gerçekleştirdiği baş başa görüşmenin hemen ardından gelen bu gelişme, Yunanistan'ın Türkiye ile diyaloğu kullanmak yerine oldubitti siyaseti izlemeye devam ettiğini gösterdi.
TÜRKİYE'DEN NET MESAJ: İZİN YOK
Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri kaynakları, Türkiye'nin Ege ve Doğu Akdeniz'deki haklarını korumakta kararlı olduğunu, MEB sınırlarında herhangi bir geri adımın söz konusu olmayacağını vurguladı.
Diplomatik çevrelerde, Yunanistan’ın kablo döşeme faaliyetinin askeri koruma altında sürdürülmesinin, bölgesel gerilimi artırabileceği ve diyalog zeminine zarar verebileceği yönünde değerlendirmeler yapıldı.
Ankara, doğu Akdeniz’de enerji iş birliklerinin ancak çok taraflı, şeffaf ve karşılıklı rızaya dayalı mekanizmalarla yürütülmesi gerektiğini savunurken, tek taraflı adımların kabul edilmeyeceği açıkça dile getirildi.
EGE'DE SKANDAL TATBİKAT!
Öte yandan, Yunanistan’ın Andravida Hava Üssü’nde 31 Mart - 11 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen çok uluslu “Iniochos 2025” tatbikatına dikkat çekici bir katılım listesi damga vurdu.
Tatbikata ev sahibi Yunanistan’ın yanı sıra İsrail, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Hindistan, İtalya, Kıbrıs Rum Kesimi, Polonya, Katar, Slovenya, İspanya ve Birleşik Arap Emirlikleri de katıldı.
TÜRKİYE'NİN HAKLI İDDİALARI YUNANİSTAN'I ZORLUYOR
Yunanistan eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Valinakis, Türkiye'nin Doğu Akdeniz’deki kararlı duruşu karşısında Yunanistan’ın zor bir durumda olduğunu kabul etti.
Valinakis, Türkiye'nin Girit çevresinde ortaya koyduğu kararlı tavrın Yunanistan için ciddi bir tehdit olduğunu belirtti. Türk haritalarında, Heraklion açıklarındaki Dia (Zeus) ve Dionysades ada komplekslerinin "gri bölge" olarak gösterildiğini söyleyen Valinakis, Türkiye'nin Girit'i bu tür "gri bölge" adacıkları ile çevreleyerek kıta sahanlığı ve MEB üzerinde hak iddia ettiğini aktardı.