Gazze, Lübnan derken nihai hedef Türkiye! İsrail, “Arzımevut” hayalini adım adım hayata geçiriyor
Dünya Haberleri / Türkiye Gazetesi
Sekiz aydır Gazze’yi yerle bir eden İsrail, şimdi gözünü, “arzımevut” sınırları içinde kalan Lübnan’a dikti. Hedef ülkelere “böl-parçala-yok et” planı uygulayan İsrail, “büyük savaş”ın kilometre taşlarını adım adım döşüyor.
YILMAZ BİLGEN'İN HABERİ - Gazze’de 8 aydır katliamlarını sürdüren katil İsrail, arzımevut (vadedilmiş topraklar) hayalini gerçekleştirmek için Lübnan planını devreye soktu. Arzımevudun kapsadığı ülkeler Lübnan-Suriye-Irak-Mısır-Ürdün-İran-Kuveyt ile Kıbrıs ve Türkiye’den oluşuyor. Irak ve Suriye’yi “böl-parçala-yok et” politikasıyla her an “yutmaya” hazır hâle getiren İsrail, şimdi yönünü Lübnan’a çevirdi. Bu niyetini artık gizlemeye gerek bile duymayan katil İsrail, askerî kıyafetlerdeki armayı değiştirdi ve “arzımevut” resimli armalar kullanmaya başladı. İsrail’in katil Başbakanı Netanyahu Lübnan’a saldırı kararı aldı ve bunu da hükûmet üyelerine onaylattı.
BÜYÜK SAVAŞ KAPIDA
Gelişmeleri gazetemize değerlendiren Lübnanlı uluslararası ilişkiler ve tarih uzmanı Prof. Dr. Muhammed Nureddin “İsrail güçleri Nakura’dan Haramun Dağı’na kadar bütün sınırda büyük tahkimat yapıyor. Bütün sınır boyunda küçük çaplı çatışmalar yaşanıyor. Her an büyük bir savaşın fitili ateşlenebilir” dedi.
İsrail ordusunun 1967 yılından bu yana adım adım arzımevut planı dâhilinde hareket ettiğini kaydeden Nureddin, şöyle devam etti:
ADIM ADIM İLERLİYOR
İşgalci İsrail, Türkiye’yi de kapsayan arzımevut hedefini gerçekleştirmek için adım adım ilerliyor. Lübnan için sınıra sürekli güç sevk ediyorlar. Sıfır saati belli olmamakla birlikte bölge kimsenin bilmediği büyük bir belirsizliğe sürükleniyor. İsrail bir yandan askerî planlarını uygulamaya koyarken diğer yandan bir sonraki hedef ülkeleri de toplumsal olaylar, ekonomi ve uluslararası kumpaslarla zayıflatıp işgale hazır hâle getirmeye çalışıyor. Suriye ve Irak’ın durumu ortada.
KUKLA REJİM HAYALİ
Şu an onlar için Türkiye çok büyük önem arz ediyor. Türkiye’de de Mısır, Ürdün ve diğer Körfez ülkelerindeki kukla rejimlere benzer bir yapı kurmaya çalışıyorlar. Bunu başarmaları durumunda önlerindeki en büyük engeli aşmış olurlar. Bu noktada Kıbrıs çok özel bir yere sahip. Yıllardır Rumlarla boş yere tatbikat yapmıyorlar. Lübnan, Suriye ve Türkiye’ye dönük askerî planların içerisinde Kıbrıs adasını ele geçirmek ve Kıbrıs hava ve deniz sahasını kullanmak istiyorlar. Türkiye bu Siyonist emelleri gördü. Erdoğan’ın Gazze’de direnenler yalnızca Gazze için savaşmıyor sözü bu açıdan çok önemli. İslam dünyası bu uyarıyı dikkate almak zorunda.
İSRAİL DURMAYACAK
Akademisyen Muhammed Nureddin, arzımevudun siyonist emelleri besleyen bir ham hayal olduğu tespitini yaparak, sözlerine şöyle devam etti: Müslümanlar esas savaşı Hıristiyan Batılılara karşı veriyor. İsrail şu an ABD ve Avrupa’nın lejyon gücü olarak sahada. Onlar 300 yıl kaldılar ve tutunamayarak bu topraklardan söküldü. Şimdi Yahudileri kullanıyorlar. Yahudiler de bu coğrafyanın bir parçası değil. Onlar da gidecek. Ancak İslam dünyası sıra kendisine gelmeden Lübnan’da bu Haçlı-siyonist katliam ve işgal hevesine set çekebilir; çekmek zorunda. Aksi hâlde milyonlarca ocak söner, birçok ülke yıkılır. Lübnan savaş istemiyor ancak İsrail durmayacak.
AMERİKA NE DİYECEK?
Lübnan kesinlikle Gazze ve ya Batı Şeria değil. Burada olayların nereye gideceğini kimse kestiremez. Ayrıca Lübnan’da yaşanacak kapsamlı savaşa Suriye ve İran da kayıtsız kalamaz. ABD ne der? Ya da Netanyahu onların itirazlarına rağmen bu çılgınlığı yapar mı, bilmiyoruz. Hem ABD hem de BM kanadı Lübnan’da savaşa karşı açıklamalar yaptı. Abluka altındaki Gazze’den 8 aydır çıkamayan İsrail ordusu ABD ve Avrupa’nın askerî desteği olmadan böyle büyük bir maceraya girerse bu onların sonu olur. Ve Orta Doğu’da bugüne kadarki en büyük savaşa sahne olur.
ÖNCE KARIŞTIR SONRA İŞGAL ET
Lübnanlı araştırmacı Ömer Hüseyin, İsrail’in tüm hedef ülkeleri askerî, ekonomik ve siyasi kaoslarla zayıflattığını söyledi. “Lübnan konusunda da içeride karmaşa üretmek öncelikli stratejileri” diyen Hüseyin, şu değerlendirmeyi yaptı: Hizbullah’ın en büyük endişesi de bu. İçeride var olan sıkıntıların muhtemel savaş anında çıkabilecek iç karmaşadan korkuyorlar.
Hatta bir Hristiyan politikacı, 20 bin eğitimli savaşçıya sahip olduklarını açıkladı. Her ne kadar Sünni Müslümanlar İsrail veya ABD’ye katılarak Hizbullah’a yönelik bir İsrail saldırısıyla eş zamanlı olarak Lübnan’ın içini karıştırmaktan kaçınacak olsa da Lübnan’da ciddi kaos ihtimali mevcut. Netanyahu’nun ABD-AB onayı olmadan savaşa girmeyeceğini düşünüyorum. ABD ve İsrail, Sünni nüfus olmadan, içeride Hizbullah’ı sarsacak bir etki üretemez. Böyle bir durumda Sünniler bu denklemin denge unsuru hâline gelecek.
'da Takip Edin!
