İngiltere’de Müslüman karşıtı nefret suçları zirve yaptı! Hükümet yeni tanım peşinde!

İngiltere'de Müslüman karşıtı nefret suçları rekor seviyeye ulaşırken, hükümet İslamofobi tanımını yeniden gözden geçirme kararı aldı. Başbakan Yardımcısı Angela Rayner, eski Muhafazakâr bakan Dominic Grieve liderliğinde bir çalışma grubu oluşturulduğunu duyurdu.
İngiliz hükümeti, ülke genelinde artan İslamofobiye karşı mücadele etmek amacıyla yeni bir yasal çerçeve oluşturmayı hedefliyor.
Grieve, İslamofobiyi yasal gerekliliklere uygun şekilde tanımlayarak, Müslümanlara yönelik ayrımcılığı önleyecek yeni ilkeler belirleyeceklerini açıkladı.
MÜSLÜMAN KARŞITI NEFRET SUÇLARINDA %43 ARTIŞ!
İngiltere merkezli Tell MAMA nefret suçları izleme grubunun raporuna göre, 2024 yılında Müslüman karşıtı nefret suçları %43 artarak 6.313 vakaya ulaştı! Özellikle İsrail’in Gazze’ye saldırıları sonrasında, Müslümanlara yönelik tehditler, saldırılar ve sosyal medyada nefret söylemleri hızla arttı.
Raporda, Müslümanların yanlış bir şekilde terörle ilişkilendirildiği, bu söylemlerin sokaklarda ve sosyal medyada şiddet çağrılarına dönüştüğü vurgulandı. Southport’taki üç kızın öldürüldüğü saldırının ardından, saldırganın yanlış bir şekilde Müslüman olarak gösterilmesi, ülkede aşırı sağcı gösterileri körükledi.
HÜKÜMETTEN YENİ ADIM: YENİ TANIM GELİYOR MU?
İşçi Partisi hükümeti, artan nefret suçları nedeniyle İslamofobi tanımını güncelleyerek yasal bir çerçeve oluşturmayı hedefliyor. Ancak, bazı Muhafazakâr siyasetçiler, yeni tanımın “ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceğini” savunarak itiraz etti.
İngiltere hükümeti, 2016’da antisemitizme karşı Uluslararası Holokost Anma İttifakı’nın (IHRA) tanımını resmi olarak kabul etmişti. Ancak, Müslümanlara yönelik nefret için benzer bir tanım getirilmesine karşı çıkan çevreler, “İslamofobi yerine ‘Müslüman karşıtı nefret’ terimi kullanılmalı” diyerek tartışmaları alevlendirdi.
MÜSLÜMAN TOPLUMU TEPKİLİ: ARTIK HAREKETE GEÇİLMELİ!
Britanya Müslüman Konseyi (MCB) ve sivil toplum kuruluşları, hükümetin bu adımını desteklediklerini ancak artık somut eylemler beklediklerini belirtiyor. MCB Genel Sekreter Yardımcısı Naomi Green, “Bu tanım, Britanyalı Müslümanları günlük hayatta maruz kaldıkları nefret ve ayrımcılıktan gerçekten koruyabilecek mi?” sorusunu gündeme getirdi.
Tell MAMA direktörü Iman Atta, “Müslüman karşıtı nefretin Britanya’daki Müslümanlar tarafından her zamankinden daha fazla hissedildiğini” belirterek, hükümeti acil eyleme geçmeye çağırdı.