İran’ın hedefinde Kerkük var! Tahran, Türkmen şehrini dizayn için harekete geçti

İran’ın bir yandan İsrail ile kavga ediyor gibi gözükse de asıl hedefinin Kerkük olduğu ortaya çıktı.
YILMAZ BİLGEN'İN HABERİ - Kerkük seçimleri ile ilgili tartışmalar sürüyor. Bölge ve dünya kamuoyunda İran’ın İsrail’e misillemesi ve muhtemel savaş senaryoları konuşulurken İran yönetimi Kerkük’ü kendi çıkarlarına göre dizayn etmek için harekete geçti. Kerkük’ün coğrafi, kültürel, ekonomi ve yeraltı kaynakları itibarı ile Orta Doğu’nun en kritik şehri olduğunu söyleyen Irak Türkmeneli Partisi Başkanı Riyaz Sarıkâhya İngiliz petrol şirketlerinin emrivaki vali ve meclis atamalarından 20 gün önce ve 10 yıl aradan sonra yeniden Kerkük’e dönmelerine dikkat çekti.
Sarıkâhya, “Hâlihazırda Kerkük’te günlük 500 bin varil petrol çıkıyor. Üretim potansiyeli çok daha yüksek ve yakın dönemde bu oran ciddi oranda artırılacak. İngilizlerin dönüşünü salt petrol şirketleri üzerinden okumak hata olur. Bu noktada ciddi bir siyasi etki de beraberinde gelecek. Esas çarpıcı durum ise İran’ın KYB üzerinden yapıyı şekillendirme gayreti ile İngilizlerin petrol üzerinden dönüşü arka planda bir işbirliğini gösteriyor. Bu yola gittiler çünkü Türkiye’nin Irak’ta teröre karşı attığı adımlar, kalkınma yolu ve diğer güçlü iş birliği anlaşmaları Batı bloku ve İran’ı endişelendirdi. Ortaya çıkan tablo da bunun göstergesi” sözleri ile durumu özetledi.
Mevcut seçim ve İran güdümlü siyasi dizaynın Ankara tarafından reddedildiğini hatırlatan Sarıkâhya, “Aslında Kerkük’le ilgili alınan kararlarda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bir garantör ülke imzası olmalı” görüşünü savundu.
SÜRECİ İRANLI DİPLOMAT YÜRÜTTÜ
Iraklı aktivist-araştırmacı Reşat Salihi, kanun ve teamüllere aykırı yapılan seçim ve atamaların İran’ın Bağdat Büyükelçiliği tarafından yapıldığını söyledi. Salihi, korsan seçimin Irak’ın İran Büyükelçiliğinde görevli bir diplomat tarafından yönetildiğini kaydetti. Irak’ta KYB’li Abdullatif Reşit’in cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Salihi “Irak Cumhurbaşkanı öncelikle toplumun büyük kesimlerinde ciddi tepkiye sebep olan bu oldubitti ile ilgili acele ederek tepkilere aldırış etmeden Kürt valiye mazbata verdi. Oysa olay mahkemeye intikal etti. Kerkük halkı rahatsız ve sokaklara döküldü. Diğer yandan adalet bakanının da KYB’li Halid Şivani olduğu unutulmasın. Bir anlamda senaryo önceden hazırlanmış. Türkiye ve Türkmenleri tamamen saf dışı etmek temel hedef. Bu isimlerin Türk operasyonları ve Kalkınma Yolu ile ilgili fikirleri malum. Yine PKK-KYB ilişkisi de önemli faktör.
Kerkük’te oynanan oyun kesinlikle İran tuzağı. Şu an valiliği KYB’ye verdiler. Bununla da yetinmeyerek Ankara’nın tanımadığı seçim ve atamaları başka boyutta da sabote ediyorlar. Kendilerine bağlı Bedir Hareketi’nin Türkmen temsilcileri KYB’yi tebrik amaçlı ziyarete gittiler. Şii Bedir grubuna bağlı birilerini Türkmen kontenjanından bu korsan yönetime vali yardımcısı olarak yerleştirmek istiyorlar. Hem Kürt hem Arap hem de Türkmen temsilcilerin tamamının Tahran’a sadık isimler olması öncelikli stratejileri. Türkmen kontenjanını da uhdelerine alma hevesleri de bu yüzden. Hem de hiçbir sosyal zemini olmadan bunu gerçekleştirmek peşindeler. Bahsettiğim planı yeni atanan Kerkük Meclisi Başkanı Muhammed İbrahim Hafız bir anlamda itiraf etti. Hafız açıklamasında ‘biz dönüşümlü yönetim modelinde anlaştık. Vali yardımcısı Türkmenlerin hakkı. Gelip o makama bir Türkmen’in oturmasını bekliyoruz’ dedi. Bu aslında bütün kurguyu özetliyor. İşte Ankara’nın ve Kerkük Türkmenlerinin tavrına rağmen Şii Türkmenlerden Garip Asker’in valiliğe gitmesi bu açıdan önemli. Yapılan dönüşümlü vali protokolüne göre 2025 yılı sonunda o makama bir Türkmen vali oturması gerekiyor. O gün geldiğinde Türkmenlerin Kerkük yönetimini devralması gerekiyor. Ancak biz yine benzer ayak oyunları ve sabote girişimleri bekliyoruz” dedi.
Salihi’ye göre İran bir yandan İsrail ile kavga ediyor gibi gözükse de asıl motivasyonunun Kerkük olması manidar. Diğer yandan İngiliz ve Avrupalı petrol şirketlerinin dönüşüne sessiz kaldılar. Bütün İsrail karşıtı söylem ve sloganların zıddına hedeflerinde Kerkük var. Türkmenleri yok sayan son siyasi girişim ve genel manadaki icraatların perde arkasında yine aynı ülke ve güç var.