Kiradan kaçanlar botlara taşındı! İngiltere konut kriziyle mücadele edemiyor
İngiltere’nin başkenti Londra, modern bir barınma krizinin tam ortasında. Kiralar tarihi rekorlar kırarken, binlerce insan çareyi ev değil, kanal botu kiralamakta buldu. Giderek derinleşen konut krizi, başkentte su üstü hayatı mecburi hale getirdi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da, hızla yükselen konut kiralarına karşı çözümünü kanal botlarında bulanların sayısı artıyor. "Narrowboat" adı verilen dar yapılı teknelerde hayat, artık yalnızca nostaljik bir tercih değil; zorunlu bir gerçeklik. Kentin içinden geçen Grand Union ve Regent’s kanalları boyunca yaklaşık 4 bin bot konut olarak kullanılıyor, bu botlarda ise yaklaşık 10 bin kişi yaşıyor.
Nehir ve Kanal Kurumu’nun (CRT) belirlediği kurallara göre bot sahipleri, "Kalıcı Lisans" alarak teknelerini sabit limanlarda tutabiliyor ya da "Geçici Lisans" ile her iki haftada bir yer değiştirmek zorunda kalıyor. Bu sisteme uyanlara "sürekli seyrüseferdekiler" deniyor.
"KİRALARDAN KAÇTIK, MERKEZDE YAŞIYORUZ"
Amerikalı oyuncu Tanner Paul, 6 yıldır eşiyle birlikte Londra kanallarında yaşıyor. Anadolu Ajansı’na konuşan Paul, bu hayat tarzının zorluklarına rağmen avantajlarını şöyle anlattı:
" Maliyetler Londra'da çok yüksek. En büyük avantajı, Londra'nın merkezinde olmayan fiyatlara Londra'nın merkezinde yaşayabilmek."
Botunun güneş enerjisiyle elektrik ürettiğini, kompost tuvalet kullandığını belirten Paul, "Her iki haftada bir yer değiştiriyoruz. Ancak botlar suyun içinde zaman geçirdikçe yıpranıyor ve bakım masrafları artıyor" dedi.
Paul ayrıca, CRT’nin lisanslara yaptığı yaklaşık %30’luk zammın, kanal hayatını tehdit ettiğini ifade etti: "Fiyatlar arttıkça daha az insan kanallarda yaşayacak. Bu bizim için çok üzücü çünkü oyuncuyuz ve fakiriz. Yaşayacak bir yere ihtiyacımız var."
KÜÇÜK ALAN, BÜYÜK TASARRUF
Kanal botları, şehir merkezindeki konutlara kıyasla 500 ila 600 sterlin arasında daha ucuz. Eğer bot kiralanıyorsa, lisansa ek olarak kira ücreti de ekleniyor. Kalıcı lisanslı botlar için toplam maliyet 800 sterline (yaklaşık 40 bin TL) ulaşabiliyor.
Birçok bot sakini için asıl cezbedici faktör, düşük maliyetin yanında şehir içinde mobil bir hayat sunması. Botlar, Camden, Little Venice, Hackney, Angel ve Notting Hill gibi ikonik bölgelerden geçiyor.
"BULAŞIK YOK, KONFOR AZ AMA ULAŞIM MÜKEMMEL"
Geçen yıl eşinden boşandıktan sonra kanal yaşamına geçen psikiyatrist Tom Hocknell, bu tarzın pratik yönlerini şu sözlerle özetliyor:
"Bir evdeki birçok eşya botta ya yok ya da küçültülmüş. Ama alışıyorsunuz. Oturduğunuz yerden her şeye ulaşabilirsiniz. Hiçbir şey ulaşılmaz değil."
Yarı zamanlı olarak botta yaşadığını belirten Hocknell, "Bu çok gizli bir stil. Kışın çok soğuk oluyor. Ama hala şehirde en uygun yolu bu" dedi.
"HEM UCUZ HEM ÖZGÜR"
2,5 aydır Hackney bölgesinde botta yaşayan Melina, hayat alanının küçüklüğünün alışılabilir olduğunu belirtti:
"Ana motivasyonumuz Londra’daki fiyatlardı. Ayrıca farklı bir hayat tarzını da deneyimlemek istedik."
Heathrow’dan başlayıp Hackney’e uzanan 40 kilometrelik kanal yolculuğunu sürdüren Melina, "En çok Little Venice ve Paddington bölgelerini seviyorum. Botta yaşamak Londra’yı keşfetmenin başka bir yolu" ifadelerini kullandı.