Muskat’ta kritik zirve: ABD ve İran ilk kez masaya oturuyor

Orta Doğu’da gerilimi zirveye taşıyan nükleer kriz, tarihi bir buluşmayla yeni bir aşamaya girdi. ABD ve İran, Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde ilk kez doğrudan temas kurarak, uranyum zenginleştirme faaliyetleri ve muhtemel askeri müdahale tehditlerini görüşmek üzere Umman’ın başkenti Muskat’ta bir araya geldi.
İran ve Amerika Birleşik Devletleri, Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde ilk kez doğrudan temas kurarak Tahran’ın hızla ilerleyen nükleer programını görüşmek üzere Umman’ın başkenti Muskat’ta bir araya geldi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, X platformunda yaptığı açıklamada, İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff arasında dolaylı müzakerelerin Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi'nin arabuluculuğunda başlatıldığını duyurdu.
Bekayi, görüşmelerin dolaylı formatta yürütüldüğünü, İran ve ABD heyetleri için ayrı odalar hazırlandığını ve Ummanlı Bakan Busaidi’nin mesajları taraflar arasında ileteceğini bildirdi.
Ayrıca görüşmeler; bölgesel gerilimin azaltılması, mahkum takası ve İran’ın nükleer programının ‘kontrol altına alınması’ karşılığında yaptırımların hafifletilmesini hedefleyen sınırlı anlaşmalara odaklanıyor.
Görüşmelerde ani bir anlaşma beklenmiyor ancak diplomatik kaynaklara göre taraflar, "tansiyonu düşürmek ve müzakere kanallarını açık tutmak" amacıyla pozisyonlarını netleştirmek istiyor.
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce yaptığı açıklamalarda İran’ın nükleer programının kontrol altına alınmaması halinde "askeri seçeneğin masada" olduğunu belirtmişti. İranlı yetkililer ise uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin "savunma amaçlı olduğunu" savunmuştu.
UMMAN, TARAFSIZ ARABULUCU KONUMUNDA
Muskat yönetimi, geçmişte de İran ile ABD arasındaki dolaylı temaslara ev sahipliği yapmıştı. Umman Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, görüşmelere ilişkin doğrudan yorum yapılmazken, "Umman Krallığı barışçıl çözümleri teşvik etmeye devam etmektedir" denildi.
ABD, İRAN'LA NÜKLEER GÖRÜŞMELER ÖNCESİ UZLAŞMAYA AÇIK
ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, İran'la Umman’da yapılacak müzakereler öncesi konuştu.
İran'ın nükleer silah edinmesini engellemenin Washington yönetiminin "kırmızı çizgisi" olduğunu belirterek, yaklaşan görüşmelerde uzlaşma yollarına açık olduklarını bildirdi.
"PROGRAMINIZI ORTADAN KALDIRMAKLA BAŞLIYORUZ"
"Bence bizim pozisyonumuz programınızı ortadan kaldırmakla başlıyor. Bugünkü pozisyonumuz budur" diyen Witkoff, Umman’da İranlı yetkililerle yapılacak görüşmelere ABD adına liderlik edecek.
Witkoff, aynı açıklamasında diyaloğa açık kapı bırakmayı da ihmal etmedi:
"Bu, iki ülke arasında uzlaşmaya varmak için başka yollar bulmayacağımız anlamına gelmiyor" ifadelerini kullandı.
TRUMP YÖNETİMİ NET: İRAN ASLA NÜKLEER SİLAHA SAHİP OLAMAYACAK
Trump yönetiminin politikalarını sürdüren Witkoff, ABD Başkanı Donald Trump’ın nihai hedefinin, "İran’ın asla nükleer silah elde edememesi" olduğunu yineledi.
Witkoff, "Kırmızı çizgimizin olacağı yer, nükleer kapasitenizin silah haline getirilemeyeceği yerdir" diyerek, Beyaz Saray’ın sınırlarını net biçimde çizdi.
TAHRAN REDDEDERSE, KARAR TRUMP'A GİDECEK
Witkoff, Tahran’ın nükleer programını ortadan kaldırmayı reddetmesi durumunda sürecin yönünü Trump’a taşıyacağını belirtti. Haberde, bu adımın müzakerelerdeki kritik eşik olduğu vurgulandı.
ABD'li temsilci, ilk görüşmenin teknik ayrıntılardan ziyade psikolojik zemin oluşturma amacı taşıdığını belirtti:
"Bu görüşme güven inşasıyla ilgili. Anlaşmanın tam şartlarını değil, bizim için neden önemli olduğunu konuşacağız" dedi.
DOĞRULAMA MEKANİZMALARI ŞART KOŞULACAK
Wall Street Journal’a göre ABD tarafı, herhangi bir anlaşmanın yalnızca nükleer faaliyetlerin değil, muhtemel gizli çalışmaların da denetlenmesini kapsayan "önemli doğrulama önlemleri" içermesi gerektiğini savunuyor.
GEÇMİŞİN GÖLGESİ: 2015 ANLAŞMASI
İran ve dünya güçleri, 2015 yılında yaptırımların hafifletilmesi karşılığında Tahran’ın nükleer faaliyetlerini sınırlayan bir anlaşmaya varmıştı. Ancak Trump yönetimi 2018 yılında bu anlaşmadan çekilerek krizi yeniden alevlendirmişti.