Beyaz Saray’a geri dönüş: Trump 2.0 döneminde neler olacak?

Dış Haberler
- Güncelleme:
Beyaz Saray’a geri dönüş: Trump 2.0 döneminde neler olacak?
Dünya Haberleri  / Dış Haberler

Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Ankara-Washington hattında savunma işbirliğinden ticarete, bölgesel güvenlikten diplomatik angajmana kadar birçok başlıkta hem fırsatlar hem de çözüm bekleyen sorunlar masada. Peki, Trump 2.0 dönemi Türkiye için ne anlama geliyor?

5 Kasım Salı günü gerçekleşen ABD başkanlık seçimlerinde, dört yıl önce pandeminin gölgesinde kaybettiği koltuğunu geri kazanan Donald Trump, ABD’nin 47. Başkanı oldu. Ancak bu sonuç, pek çok kişi için sürpriz niteliği taşısa da, Trump’ın dönüşü yakından bakanlar için "göz göre göre gelen" bir zaferdi.

Seçim günü öncesinde yapılan ulusal anketler, Demokrat aday Kamala Harris'in Trump karşısında ulusal oylarda birkaç puan önde olduğunu öngörüyordu. Önde gelen analiz sitelerinden Nate Silver, 80 bin simülasyonun yüzde 50’sinden biraz fazlasında Harris’in kazanacağını tahmin etmişti. Ancak seçim günü, anketlerin ve tahminlerin ötesinde bir tablo ortaya koydu. Trump, hem genel oyları hem de Seçiciler Kurulu’nu kazanarak yeniden Beyaz Saray’a dönme yolunda tarihi  bir zafer kazandı.

Joe Biden dört yıl önceki seçimi kazandığında, bir önceki Donald Trump dönemini “sapkın bir an” olarak nitelendirmişti. Trump’ın Amerika’nın Seçiciler Kurulu’na ek olarak genel oylamayı da kazandığı göz önüne alındığında, tarih artık Biden dönemini böyle adlandıracaktır.

Trump, ABD'nin 47. Başkanı olarak ikinci kez Beyaz Saray’a adım atmaya hazırlanırken, yeni dönemi şekillendirecek unsurlar şimdiden merak konusu. Peki, Trump 2.0 ile ABD ve dünya nelerle karşılaşabilir?

ABD MÜTTEFİKLERİ İÇİN TARİHİ AN

Tüm bunlar seçmenlerin Trump’ın karakteriyle ilgili şüphelerine ağır bastı. ABD’nin, bir önceki seçim sonucunu terse çevirmeye teşebbüs etmekle suçlanan, açıkça otokrat hayranı, hüküm giymiş bir suçluyu seçmesi iki şekilde yorumlanabilir. Ya seçmenler Trump’ın getirdiği riski ciddiye almadı ya da ülkeyi tam olarak neye sürüklediklerini biliyorlar ama yine de işleri tıkırında ilerlesin istediler.

Her iki durumda da Trump’ın yeniden seçilmesi Demokratlar için varoluşsal bir felaket. Aynı zamanda Amerika’nın müttefikleri için de tarihi bir “oyun değiştirici” durum.

Şimdi demokratlara yönelik suçlamalar hızla sökün edecek. Yapılacak siyasi otopsilerin hepsinde bariz biçimde hasta olan Biden’ın partisinin adaylığını geri çekmek için fazla beklediği gerçeği ortaya çıkacak.

GÖÇ VE SINIR GÜVENLİĞİ

Trump’ın başkanlık kampanyasının merkezinde, ABD tarihinin en büyük sınır dışı operasyonunu gerçekleştirme vaadi yer aldı. Göreve gelir gelmez, yasa dışı göçmenlerin çocukları için doğuştan vatandaşlık hakkını kaldırmayı hedefleyen bir kararname imzalamayı planladığını açıkladı. Ayrıca, sınır güvenliği için daha katı önlemler alınacağı ve göçmenlikle ilgili yasal sürecin hızlandırılacağı belirtiliyor.

EKONOMİDE YENİ DÖNEM: TARİFELER VE TİCARET POLİTİKALARI

Trump’ın ikinci döneminde ticaret politikalarının yeniden şekillenmesi bekleniyor. Özellikle Kanada, Meksika ve Çin’den ithal edilen mallara yüksek gümrük tarifeleri uygulanması planı, ABD ekonomisi için büyük etkiler oluşturabilir. Bu hamlelerin, bazı sektörlerde maliyet artışlarına ve küresel ticaret gerilimlerine yol açması öngörülüyor.

Beyaz Saray’a geri dönüş: Trump 2.0 döneminde neler olacak? - 1. Resim

YÜKSEK MAHKEME

Trump’ın, ilk döneminde olduğu gibi Yüksek Mahkeme’ye muhafazakâr yargıçlar atamaya devam ederek ABD’nin iç hukuk düzeninde kalıcı etkiler bırakması bekleniyor. Ayrıca, Biden yönetiminde yürürlüğe giren birçok çevresel ve ekonomik düzenlemenin iptal edilmesi muhtemel.

Trump’ın dönüşü, sadece ABD için değil, dünya siyasetinde de önemli değişimlere yol açacak gibi görünüyor. "Trump 2.0" döneminde, iç politikada kutuplaşma devam ederken, dış politikada pragmatik ve bazen de tahmin edilemez hamlelerin öne çıkacağı bir süreç bizi bekliyor. Bu yeni dönemi şekillendirecek gelişmeleri yakından takip edeceğiz.

RUSYA SUÇLANABİLİR Mİ?

Biden, pandemiyi sona erdirme ve ABD siyasetine normalliği geri getirme sözü vererek kazandı. Ancak aday gösterilmesi ile göreve başlaması arasında bir noktada, kapsamlı bir değişim için ehliyete sahip olduğuna inanmaya başladı. Gereği olmayan 1.9 milyar dolarlık teşviki, arz tarafındaki aksaklıklar nedeniyle zaten yükselmekte olan enflasyonun üzerine benzin döktü. Trump’ın ABD’nin anayasal düzenine karşı derin bir tehdit oluşturduğunu atlamayalım. Ancak Biden, Trump’tan hesap sormak için tutuşmayan Merrick Garland’ı başsavcı olarak seçti. Tarihçiler ileride bu konuya kafa yoracaklardır.

Hillary Clinton’ın 2016 mağlubiyetinde olduğu gibi Harris’in yenilgisinde de pek çok parmak bulmak mümkün. Ancak bu kez yabancı kötü aktörleri suçlamak çok daha zor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Trump’ın yeniden seçilmesinde, özellikle de Ukrayna’da büyük avantajlar göreceğine şüphe yok. Yine de Trump’ı dışarıdan açık bir yardım almadan yeniden göreve getiren Amerikalılar oldu.

Her iki durumda da Demokratların suçlama oyunu, bundan sonra ne olacağını anlamak konusunda ikinci planda kalacak. Trump intikam sözü verdi ve bunda ciddi.

ELİNDE AÇIK ÇEK VAR

Cumhuriyetçiler üçlü bir zafer kazandı: Başkanlık, Senato ve Temsilciler Meclisi. Cumhuriyetçilerin Kongre’nin kontrolünü tamamen ele geçirmesi, Trump’ın yürütme yetkisi üzerinde çok az denetiminin kalması demek. ABD Yüksek Mahkemesi, temmuz ayında Trump’ın başkan olarak eylemleri için kapsamlı bir dokunulmazlığa sahip olduğuna karar vererek Trump’a zaten yargı konusunda neredeyse bir açık çek vermişti.

DIŞ POLİTİKASI NASIL OLACAK?

Trump 2.0’ın dış politikası, daha pragmatik ve "önce Amerika" yaklaşımıyla şekillenecek. NATO müttefikleriyle ilişkilerin yeniden değerlendirileceği, Çin ve İran’ın ise ABD için en büyük tehditler arasında kalmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Trump’ın Türkiye, Rusya ve Körfez ülkeleriyle daha doğrudan bir diyalog ve işbirliği içinde olması bekleniyor.

TÜRKİYE-NATO İLİŞKİSİ

İkinci başkanlık döneminde Trump, Türkiye-ABD ilişkileri, özellikle savunma işbirliği ve diplomatik angajman açısından yeni fırsatları ve riskleri beraberinde getirecek. Uzmanlar, Trump’ın geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sergilediği doğrudan ve pragmatik diyalog tarzını sürdürerek, iki ülke arasındaki ilişkilere daha olumlu bir yaklaşım gösterebileceğini öngörüyor.

Özellikle Trump’ın pragmatik yaklaşımı, NATO müttefikleri arasındaki anlaşmazlıkları aşmada ve ortak çıkarları öncelemede etkili olabilir.

SAVUNMA İŞBİRLİĞİ 

Türkiye’nin F-16 modernizasyon süreci ve NATO operasyonlarına entegrasyonu, ABD ile savunma işbirliğinin önemli bir ayağı olarak öne çıkıyor. Trump’ın ikinci döneminde, Türkiye’nin F-35 programına geri alınması gibi kritik konuların yeniden gündeme gelmesi muhtemel. Ankara’nın NATO’nun güney kanadındaki stratejik önemi ve askeri kabiliyetleri, hem bölgesel güvenliği sağlamak hem de transatlantik bağları güçlendirmek için hayati bir rol oynuyor.

Trump’ın ikinci döneminde Türkiye-ABD ilişkileri nasıl şekillenecek? - 1. Resim

SURİYE VE BÖLGESEL DİNAMİKLER

Trump yönetimi, Türk-Amerikan ilişkilerindeki en büyük engellerden biri olan Suriye politikasında, özellikle terör PKK/YPG’ye verilen destek konusunda, daha dengeli bir yaklaşım benimseyebilir. Türkiye’nin bu konuda olumlu adımlar beklemesi ve ABD’nin CAATSA yaptırımlarını kaldırması gibi hamleler, iki ülke arasında yeni bir dönemin habercisi.

TÜRKİYE'NİN UKRAYNA KRİZİNDEKİ ROLÜ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna ile Rusya arasındaki krizlerde oynadığı arabuluculuk rolü, Türkiye’nin küresel diplomatik sahnede artan etkisini gösteriyor. Trump yönetiminin bu çabaları desteklemesi, bölgesel istikrarı sağlama ve ABD-Türkiye ilişkilerinde daha derin bir işbirliği potansiyelini ortaya koyabilir.

TRUMP'IN TÜRKİYE'NİN DİPLOMATİK ROLÜNE GÜVENİ TAM

Eski ABD Büyükelçisi Jeffrey'nin değerlendirmelerine göre, Başkan Trump'ın ikinci döneminde Türkiye'nin Ukrayna ile Rusya arasındaki arabuluculuk çabalarını desteklemesi bekleniyor. Jeffrey, "Türkiye, Ukraynalıları ve Rusları masaya oturtma konusunda öncü bir ülke oldu" diyerek Ankara'nın bu süreçteki kilit rolünü vurguladı.

Jeffrey, Trump ile olan geçmiş çalışma deneyimine dayanarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan güveninin tam olduğunu ve onu sevdiğini belirtti. Ayrıca, müzakerelerin ilerlemesi ve bölgesel istikrarın sağlanması için Trump'ın Türkiye'ye destek vereceğini öngördü.

TRUMP'IN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ NEDEN TOM BARRACK?

 Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, uzun yıllardır dostu olan iş insanı Tom Barrack’ı ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak atayacağını duyurmuştu.

1947 yılında Los Angeles’ta doğan Tom Barrack, hukuk doktorası yaptıktan sonra emlak sektöründe başarılı bir kariyer inşa etti. Barrack, ABD’nin en zengin iş insanları arasında yer alırken, Trump ile de yakın bir iş ilişkisinin yanı sıra güçlü bir dostluk bağı kurdu.

ATİNA'DAN TEPKİ

Barrack’ın Ankara Büyükelçisi olarak atanması Yunanistan’da tepkilere yol açtı. Yunan medyasında, Trump’ın Türkiye ile yakın ilişkileri nedeniyle bu atamanın Atina’yı zor durumda bırakabileceği yorumları yapıldı. Yunan gazetesi Pentapostagma, Barrack’ın Türkiye ile daha güçlü bağlar kuracağı ve bunun bölgesel dengelere muhtemel etkilerine dikkat çekti.

Tom Barrack’ın atanması, Trump’ın Türkiye ile ilişkileri stratejik bir öncelik olarak gördüğünü ve diplomasi sahnesinde Ankara ile daha yakın temaslar hedeflediğini ortaya koyuyor.

Trump’ın ikinci döneminde Türkiye-ABD ilişkileri nasıl şekillenecek? - 2. Resim

TRUMP'IN YAKIN DOSTU TÜRK İŞ ADAMI

İş dünyasının önemli figürlerinden ve Türk Amerikan İş Konseyi'nin (TAİK) eski Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Trump-Erdoğan ilişkisinin etkileri ve Türkiye-ABD ilişkilerinde muhtemel gelişmeler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin Afrika’daki ekonomik girişimlerinin ABD ile ortak projelerle desteklenebileceğini belirten Yalçındağ, bu bölgede iki ülkenin stratejik işbirliği yapabileceğine inanıyor:

“Afrika’da altyapı projeleri ve ekonomik yatırımlar için ABD ile ortaklık yapabiliriz. Türkiye’nin bilgi birikimi ve ABD’nin finansman gücüyle Afrika’da birçok ülkenin kalkınmasına katkıda bulunabiliriz.”

PRAGMATİK BİR İLİŞKİ DÖNEMİ

Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, Türkiye ile ABD arasında daha pragmatik bir ilişki dönemi başlatabilir. Hem savunma hem de ticaret alanında daha yakın işbirliği ihtimali, her iki ülkenin de ortak çıkarlarına hizmet edecek bir çerçeve sunuyor. Ancak S-400, F-35 ve Suriye gibi kritik meselelerde çözüm odaklı yaklaşım geliştirilmesi gerekiyor. Mehmet Ali Yalçındağ’ın ifadesiyle:

“Sorunlar çözülebilir, yeter ki iki ülke de bunu samimiyetle istesin.”

Dış Haberler

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...