Uzaydan gelen mesaj mı? Samanyolu'ndaki gizemli radyo sinyallerinin sırrı ortaya çıktı

Bilim insanları, Samanyolu'ndan gelen ve uzun süredir gizemini koruyan radyo sinyallerinin kaynağını nihayet ortaya çıkardı.
Bilim insanları, her iki saatte bir kozmik bir kalp atışı gibi titreşen bu sinyallerin, küçük, soğuk bir kırmızı cüce yıldız ile onun yörüngesinde dönen beyaz cüce (ölü bir yıldız) arasındaki manyetik etkileşimden kaynaklandığını tespit etti.
YILDIZLARIN DANSINDAN GELEN SİNYALLER
Söz konusu keşif, Avustralya’daki Sydney Üniversitesi'nden Dr. Iris de Ruiter liderliğinde yapıldı. Araştırmacılar, Avrupa'daki LOFAR (Düşük Frekans Dizisi) teleskobunu kullanarak ILTJ1101 olarak adlandırılan bu ikili yıldız sisteminden gelen radyo dalgalarını analiz etti. LOFAR, Dünya'dan tespit edilebilen en düşük frekanslarda çalışan en büyük radyo dizisi olarak biliniyor.
İkili sistemde kırmızı cüce ve beyaz cüce yıldızın ortak çekim merkezi etrafında dönerken oluşturduğu manyetik alanların etkileşime girmesi sonucu radyo dalgalarının ortaya çıktığı belirlendi. Yıldızlar her 125,5 dakikada bir yörüngelerini tamamlıyor ve bu sırada düzenli olarak güçlü radyo sinyalleri yayıyor.
Dr. de Ruiter, bu tür uzun periyotlu radyo geçişlerinin (LPT) daha önce yalnızca nötron yıldızlarında gözlemlendiğini belirterek, "Bu, bir yıldız çifti içindeki hareketlerin de LPT üretebileceğini gösteren ilk keşif" dedi.
RADYO SİNYALLERİ NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Hızlı radyo patlamaları (FRB) gibi fenomenler genellikle galaksimizin dışından geliyor ve çok daha kısa sürüyor. Ancak bu sinyallerin uzun süreli ve düzenli olması, farklı bir mekanizmanın işlediğine işaret ediyor. Dr. Charles Kilpatrick, “Bu sinyaller FRB’lere benzese de çok daha düşük enerjiye sahip ve daha uzun süreli” diyerek, bilim dünyasında büyük bir bilinmezin çözülmüş olabileceğini belirtti.
Bilim insanları, bu keşfin radyo sinyallerinin kaynağını anlamada bir dönüm noktası olduğunu ve daha fazla ikili yıldız sistemi gözlemlenerek bu mekanizmanın detaylarının ortaya çıkarılacağını düşünüyor.
Aynı bilim insanları, bu tuhaf uzay sinyallerinin muhtemel kaynağını nihayet bulduklarına inanıyor. Sürprizi kaçırmayalım: Muhtemelen uzaylılar değil.
YENİ GÖZLEMLER YOLDA
Araştırma ekibi, Arizona’daki Hopkins Dağı’nda bulunan MMT Gözlemevi ve Texas’taki McDonald Gözlemevi’nde yaptıkları gözlemlerle sistemin detaylarını ortaya çıkardı. Ekip, kırmızı cüce ve beyaz cücenin manyetik alanlarının nasıl etkileşime girdiğini daha ayrıntılı anlamak için sistemden yayılan morötesi ışıkları da incelemeyi planlıyor.
De Ruiter, "Radyo sinyalleri şu anda kaybolmuş görünüyor ancak bunlar daha sonra yeniden ortaya çıkabilir" diyerek gözlemlerin süreceğini belirtti.
Oxford Üniversitesi'nden Dr. Kaustubh Rajwade ise, "Bu sinyalleri daha önce göz önünde saklanan verilerde bile bulmamız mümkün olabilir. Bu, astrofizikteki en büyük keşiflerden biri olabilir" dedi.