Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler: Aynı ses, farklı anlamlar!

Dil, düşüncelerimizi ifade etmemizi sağlar. Kelimeler de dilimizin mihenk taşıdır ve her kelimenin kendine has bir anlamı vardır. Ancak, dilde aynı şekilde okunan fakat anlamları farklı olan kelimeler de bulunur. Bu kelimeler, sesteş kelimeler olarak adlandırılır. Şimdi gelin hep birlikte eş sesli dediğimiz, aynı ses farklı anlamlı kelimelerin neler olduğuna öz atalım...
Sesteş kelimeler, aynı sesle telaffuz edilmelerine rağmen farklı anlamlara sahip olan kelimelerdir. Örneğin, "ara" kelimesi hem "aramak" fiilini hem de "araba" isimliğini ifade edebilir. Bu kelimelerin cümle içindeki yerlerine göre anlamları değişir.
Yine, "Yol" kelimesi hem "gidilen bir rota" anlamına gelir hem de "yolcu" anlamına gelir. "Yar" kelimesi hem "yarı" anlamına gelir hem de "yaralanma" anlamına gelir.
Sesteş kelimeler cümle içinde kullanıldığında anlamları farklılaşır. "Yol uzun ve yorucuydu." (Burada "yol" kelimesi "gidilen bir rota" anlamına gelir.) "Yolcu, otobüse bindi." (Burada "yolcu" kelimesi "yolculuk yapan kişi" anlamına gelir.)
100 SESTEŞ KELİME
- Ağ (ağlamak) - Ağ (örümcek ağı)
- Ara (aramak) - Ara (araba)
- At (hayvan) - At (atmak)
- Bal (arı balı) - Bal (balık)
- Bay (bey) - Bay (bayram)
- Beş (sayı) - Beş (beşinci)
- Bil (bilmek) - Bil (bilgi)
- Çal (çalmak) - Çal (ağaç)
- Çek (çekmek) - Çek (çek)
- De (demek) - De (değişik)
- Dem (demir) - Dem (demlemek)
- Dil (konuşma organı) - Dil (ülke)
- Eğ (eğmek) - Eğ (eğitim)
- El (vücut parçası) - El (elma)
- Ev (konut) - Ev (evet)
- Geç (geçmek) - Geç (geçen)
- Göz (görme organı) - Göz (gözlük)
- Kır (kırmak) - Kır (kırsal)
- Kol (vücut parçası) - Kol (koltuk)
- Yüz (yüzmek) - Yüz (yüz)
- Ağaç (bitki) - Ağaç (ağaçlamak)
- Akıl (düşünme yeteneği) - Akıl (akıllıca)
- Al (almak) - Al (renk)
- An (anlamak) - An (anne)
- Aşk (sevgi) - Aşk (aşkın)
- Bak (bakmak) - Bak (bakım)
- Ben (zamir) - Ben (benim)
- Bey (beyefendi) - Bey (beyaz)
- Bıçak (kesici alet) - Bıçak (bıçaklamak)
- Boş (dolu olmayan) - Boş (boşluk)
- Bul (bulmak) - Bul (bulut)
- Can (canlı) - Can (canlandırmak)
- Çek (çekmek) - Çek (çek)
- Çık (çıkmak) - Çık (çıkış)
- Dağ (yüksek yer) - Dağ (dağlamak)
- Duy (duymak) - Duy (duygu)
- Eğ (eğmek) - Eğ (eğitim)
- El (vücut parçası) - El (elma)
- Er (erkek) - Er (erken)
- Eski (geçmiş) - Eski (eskimek)
- Ev (konut) - Ev (evet)
- Fırın (fırınlamak) - Fırın (fırın)
- Göz (görme organı) - Göz (gözlük)
- Hava (atmosfer) - Hava (hava almak)
- İç (içmek) - İç (içeri)
- İlk (başlangıç) - İlk (ilkbahar)
- Kader (yazgı) - Kader (kaderlemek)
- Kafes (kuş kafesi) - Kafes (kafeslemek)
- Kalp (organ) - Kalp (kalpten)
- Kasa (para kutusu) - Kasa (kasmak)
- Kayıp (kaybolmuş) - Kayıp (kaybetmek)
- Kedi (hayvan) - Kedi (kedi gibi)
- Kırmızı (renk) - Kırmızı (kırmızılaşmak)
- Koç (hayvan) - Koç (koç olmak)
- Kork (korkmak) - Kork (korku)
- Kul (köle) - Kul (kulube)
- Kulak (duyma organı) - Kulak (kulaklık)
- Kutup (coğrafi yer) - Kutup (kutuplaştırmak)
- Lütfen (rica) - Lütfen (lütfen demek)
- Mavi (renk) - Mavi (mavilik)
- Meşe (ağaç) - Meşe (meşe ağacı)
- Merak (ilgi) - Merak (meraklı)
- Millet (ulus) - Millet (milletvekili)
- Oda (mekan) - Oda (oda olmak)
- Oyun (eğlence) - Oyun (oynamak)
- Öğretmen (eğitimci) - Öğretmen (öğretmek)
- Pazartesi (gün) - Pazartesi (pazartesi günü)
- Pazar (gün) - Pazar (pazar yeri)
- Perde (kumaş) - Perde (perde açmak)
- Piyasa (alışveriş yeri) - Piyasa (piyasalamak)
- Rüzgar (hava akımı) - Rüzgar (rüzgarlı)
- Saba (sabah) - Saba (sabahlamak)
- Saç (kıllar) - Saç (saçmak)
- Sandalye (oturma yeri) - Sandalye (sandalye gibi)
- Sarı (renk) - Sarı (sararmak)
- Sıra (düzen) - Sıra (sıralanmak)
- Taş (kaya) - Taş (taşlamak)
- Tek (yalnız) - Tek (tekrar)
- Tıraş (traş) - Tıraş (tıraş olmak)
- Uçak (hava aracı) - Uçak (uçaklamak)
- Üç (sayı) - Üç (üçüncü)
- Var (bulunmak) - Var (varlık)
- Vazgeç (vazgeçmek) - Vazgeç (vazgeçme)
- Ve (bağlaç) - Ve (veya)
- Yalın (basit) - Yalın (yalnızlık)
- Yara (yaralanma) - Yara (yaralı)
- Yol (rota) - Yol (yolcu)
- Yüz (yüzmek) - Yüz (yüz)
- Zaman (süre) - Zaman (zamanlamak)
- Zehir (zehirli madde) - Zehir (zehirlemek)
- Zemin (yer) - Zemin (zemin etmek)
- Çift (iki) - Çift (çiftçilik)
- Kırmızı (renk) - Kırmızı (kırmızılaşmak)
- Ayak (vücut parçası) - Ayak (ayakkabı)
- Çiçek (bitki) - Çiçek (çiçek açmak)
- Yıldız (gök cismi) - Yıldız (yıldızlamak)
- Kıyafet (giyecek) - Kıyafet (kıyafet giymek)
- Kork (korkmak) - Kork (korku)
- Korkunç (korkutucu) - Korkunç (korkunçluk)
- Gül (çiçek) - Gül (gülmek)
YOL VE YAR KELİMESİ SESTEŞ Mİ?
"Yol" ve "yar" kelimeleri sesteş kelimelerdir. "Yol" kelimesi hem "gidilen bir rota" anlamına gelir hem de "yolcu" anlamına gelir. "Yar" kelimesi ise hem "yarı" anlamına gelir hem de "yaralanma" anlamına gelir.
Sesteş kelimeler, dilin zenginliğini ve karmaşıklığını gösteren önemli bir örnektir. Bu kelimeleri doğru bir şekilde kullanabilmek, iletişimimizi daha etkili hale getirmemizi sağlar.