Gökbey’den KAAN’a: Türkiye’nin Havacılıkta Milli Atılımları

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Gökbey’den KAAN’a: Türkiye’nin Havacılıkta Milli Atılımları

Ekonomi Haberleri  / Türkiye Gazetesi

TUSAŞ Motor Sanayii (TEI) Yönetim Kurulu Başkanı ve TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, Türkiye'nin havacılık ve uzay sektöründeki gelişimine önemli katkılar sağlıyor. Üretiyor, çalışıyor ve mühendis yetiştiriyor, "Her şeyden önce akademisyenim, hocayım" diyor.

Türkiye Gazetesi Editörü Kevser Erbay, Ankara'nın bahar esintisini taşıyan sabah saatlerinde TUSAŞ fabrikasında Prof. Dr. Fahrettin Öztürk ile buluştu. Erbay, Fahrettin Hoca’dan gökyüzüne olan tutkusunu, TUSAŞ’ın vizyonunu ve hedeflerini dinledi.

Öztürk, Türkiye'nin havacılık ve savunma sanayisinde öne çıkan figürlerden biri olarak biliniyor. Yolculuğu, 1992'de Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olmasıyla başladı ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarıyla devam etti. Türkiye'ye dönüş yaptıktan sonra, Niğde Üniversitesi'nde akademik kariyerine devam ederek bilgi ve tecrübesini arttırdı.

Öztürk, kariyer yolculuğunu şu sözlerle anlatıyor: “Makine mühendisiyim, bütün derecelerimi makine mühendisliği bölümünden aldım. Master ve doktoramı Amerika Birleşik Devletleri’nde tamamladım. Akademik olarak profesör kadrosundayım ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde de dersler veriyorum.”

Daha sonra, “Ben kendimi akademik bir personel olarak da görüyorum, üniversitede hoca olarak görev yapıyorum. Türkiye’ye döndükten sonra Niğde Üniversitesi'nde çalışmaya başladım ve oradaki tüm araştırmalarım havacılık ve otomotiv endüstrilerine odaklandı. TUSAŞ'ta danışmanlık yapmış ve bir otomotiv şirketinde AR-GE departmanında projeler geliştirmiştim. Hayatımın her evresinde, savunma sanayiiyle ve havacılıkla iç içe oldum,” diyor.

Gökbey’den KAAN’a: Türkiye’nin Havacılıkta Milli Atılımları - 1. Resim

'TUSAŞ'IN ÜRETİM KADROSUYUZ'

“Yüksek lisans ve doktora öğrencileri yetiştiriyorum, aynı zamanda TEI yönetim kurulu başkanı olarak yoğun bir tempom var. TUSAŞ'ta, en büyük bölümün genel müdür yardımcısıyım yaklaşık beş bin personeliniz var bölümde.” şeklinde ekliyor.

Öztürk, ekibinin başarılarına dikkat çekerek, "Gördüğünüz bütün projelerin üretimini biz gerçekleştirdik. KAAN, HÜRJET, Hürkuş uçakalarımızı, Atak Helikopterlerimizi… Anka ve Aksungur İnsansız hava araçlarımızı… TUSAŞ’ın hemen hemen tüm projelerinde ekibimizin emeği var. Ekibimiz kuvvetli bir ekip," diye vurguluyor ve ekliyor: "TUSAŞ’ın en tecrübeli ekiplerinden biriyiz ve aynı zamanda en kalabalık ekibi, üretim kadrosuyuz."

Gökbey’den KAAN’a: Türkiye’nin Havacılıkta Milli Atılımları - 2. Resim

'KAAN YERLİ MOTOR İLE UÇACAK'

Türkiye'nin savunma sanayideki dışa bağımlılık oranı hakkında konuşan Öztürk, durumu şu şekilde değerlendiriyor: "Her geçen gün dışa bağımlılığımız azalıyor. Örneğin, iki binli yılların başına baktığımızda, Türkiye'nin savunma sanayinde dünyaya sunabileceği çok fazla ürün bulunmuyordu. Ancak bugün, yüzlerce yerli ve milli ürün sayabiliyoruz, bu da oldukça ciddi bir ilerlemeyi gösteriyor."

Öztürk, özellikle Gökbey helikopterine dikkat çekerek, “Mesela Gökbey'i düşünelim. Yani Gökbey neredeyse tamamen yüzde yüz yerli hale geldi. Motoru da yerli, dişli kutusu da yerli, kendi gövdesi de yerli. Bu anlamda çok ciddi bir ilerleme var” diye vurguluyor.

Ayrıca Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını azaltma yolunda kaydettiği önemli ilerlemeleri ve yerli üretim kapasitesini artırma çabalarını vurgulayarak, "Her geçen gün yerlilik ve millilik oranlarımız artıyor. Aslında, dışa bağımlılığımız hızla azalıyor. Son gelişmelere baktığımızda, örneğin KAAN projemizde bile, şu anda F16 motoruyla uçtu ama inşallah ileride yerli motoru olacak. Ve şu anda KAAN’daki hemen hemen her şey fırlatma koltuğu ve motor hariç hepsi yerli," diyor.

Gökbey’den KAAN’a: Türkiye’nin Havacılıkta Milli Atılımları - 3. Resim

İHA'LAR SAVAŞ KONSEPTİNE UYUM SAĞLAYACAK

Fahrettin Hoca, İnsansız Hava Araçları’nın (İHA) son derece popüler hale gelmesine dikkat çekti.

“İleride İHA’ların daha yaygın olacağını düşünüyorum. Hızlarıyla, hızları arttırılarak, görev şekilleri değiştirilerek daha yüksek irtifada uçmalarıyla beraber. Savaş konseptinde önemli yer alacaklarını öngörüyorum. Yani bu anlamda da Türkiye, İHA konusunda dünyanın en önemli ülkelerinden birisi. Ülkemizde farklı firmalar, TUSAŞ’ımız da bunlardan bir tanesi. İHA üretiminde çok ileri seviyedeler. Yani dünyanın en iyi 10 İHA üreten ülkelerinden biriyiz. Gelecekte İHA’ların önemi hızla artacak,” dedi.

 

TÜRKİYE ARTIK GLOBAL BİR OYUNCU: JAPONYA’DA DERGİLERE KAPAK OLDU

Fahrettin Hoca, Türkiye'nin savunma ihracatında global bir oyuncu haline geldiğini belirtiyor. "Son zamanlarda Afrika, Uzak Doğu, Türki Cumhuriyetler ve Avrupa ile anlaşmalarımız var, Dünya’nın her ülkesiyle görüşüyoruz," diyerek Türkiye'nin dünya genelinde birçok ülke ile görüştüğünü ve anlaşmalar yaptıklarını vurguluyor.

Özellikle Afrika ve Uzak Doğu ülkeleriyle, örneğin Malezya, Endonezya, Pakistan ile yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirtiyor. Ayrıca, Arap ülkeleri, Orta Doğu ve Türki Cumhuriyetlerden Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan gibi ülkelerin ürünlerine ciddi ilgi gösterdiğini ifade ediyor. Afrika'da Cezayir, Tunus, Nijer, Çad ve Nijerya ile yapılan ciddi görüşmeler ve kontratlar öne çıkıyor.

Türkiye'nin savunma ürünlerine, özellikle KAAN projesine dünya çapında büyük ilgi olduğunu, Japonya'da dergilerde kapak olacak kadar popüler olduğunu ve ilgi gördüğünü belirtiyor.

Gökbey’den KAAN’a: Türkiye’nin Havacılıkta Milli Atılımları - 4. Resim

‘TÜRKİYE’NİN PROJESİ DÜNYA’NIN HAYALİ KAAN’

Milli Muharip uçağı KAAN için Türkiye’nin projesi Dünya’nın hayali diyen Prof. Öztürk, KAAN’ın Dünya’da büyük yankı uyandırdığını vurguluyor: “KAAN 5. Nesil bir savaş uçağı olduğu için dünyanın ilgisini en fazla o çekti. Dünyada 3 ülke; ABD, Rusya, Çin 5. Nesil savaş uçağı üretiyor. Bunun dışında Kore, İngiltere, Almanya, Fransa’da çalışmalar var ama bu üç ülke dışındakiler henüz çalışma safhasında. Türkiye’nin bu anlamda ilk uçuşu gerçekleştirmesi çok önemli. Dost ve müttefik ülkelerden ciddi manada işbirliği teklifleri var”

Öztürk, Türkiye'nin son 20 yılda savunma sanayiinde atılan adımların önemli sonuçlar doğurduğunu belirtti.

KAAN’ın hikayesinin nasıl başladığını Öztürk şöyle anlatıyor: “Türkiye’nin 5. Nesil bir savaş uçağı yapmasının ilk çıkış hikayesi 2010 yıllarına dayanıyor. Ben göreve 2016 yılının sonlarında geldim. Tabi 2017 yılına kadar çalışmalar var ama 2017 yılında bu çalışmalar hız kazanıyor. Özellikle Milli Muharip Uçak Genel Müdür Yardımcılığı kuruluyor. Ben de 2019 yılında Prototip Başkanı olarak prototip üretiminden sorumluydum.”

‘ÜRETMEK BİZİM GÖREVİMİZ’

Öztürk her seferinde ekibinin hakkını veriyor, “Çok heyecanlı bir proje. Mükemmel bir ekip kuruldu. Hangar inşa ettik. Uçağın ilk fazı tasarımdı. Hızla eleman alımları yaptık. Test sistemleri, tasarım ofisi her şeyi ile hep beraber inanılmaz bir ortam oluşturduk. Roll-out yapalım diye karar verdik yani hangardan çıkartıp motor çalıştıracaktık. Tabii bu görev bizim görevimiz, üretmek görevi. Tasarım grubu ile beraber çalışıp bu uçağı çalıştırmak için yol aldık. Düşünebiliyor musunuz Türkiye’nin en önemli projelerinden biri milli bir proje. Herkes bu projede yer almak istiyor. Teknisyen arkadaşlar gelip bizi de bu projeye alın diyor. Canla başla çalıştı ekibimiz.”

Öztürk “İlk seferde çok güzel iş çıkardık. İlk etapta sadece motor çalıştıracaktık daha da ileri götürdük taksi yaptırdık uçağı hareket ettirdik. Sonra daha da ileriye götürdük ve KAAN’ı uçurduk” dedi.

‘KAAN’I İZLERKEN GÖZLERİM DOLUYOR’

Öztürk ve ekibi, ilk günden itibaren sahadaydı. KAAN’ın ilk parçasından son parçasına kadar. Fahrettin Hoca KAAN’ı anlatırken bir çocuk gibi heyecanlanıyor.

“HÜRJET’i de biz yapmıştık HÜRJET’te bunun bir ön safhasıydı. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’nin ilk jet uçağını yaptık ve uçurduk. 100 yıl sonra. Türkiye’de ilk jet uçağı şimdi yapıldı. Daha önce pervaneli uçaklar yapıldı, turboprop dediğimiz. Cumhuriyet’in ilk yıllarında 1924 yılında Vecihi Hürkuş uçurmuştu. Bugün geldiğimiz noktada biz Türkiye’nin hayalini gerçekleştirdik. Dünya’nın da hayali tabi 5. Nesil bir savaş uçağı yapmak, onu uçurmak, test etmek ve bu önemli projede yer almak çok önemliydi. Biz bunu gerçekleştirdik. Bunu ekip olarak yaptık. Her uçuşunu izlediğimde KAAN’ın özellikle Savunma Sanayii Başkanlığımızın yayınladığı bir video var. Onu izlerken duygulanıyorum. Gözlerim doluyor…”

Fahrettin Öztürk sadece bir lider değil bir nefer gibi heyecanla ve azimle çalışanlarını motive ediyor. Onun bu heyecanına tanık olan biz de bu yüzyıllık projelerin arkasında ki ruhu çok daha iyi anlıyoruz.

“Tasarım aşamasında da tasarım grupları benim imalat mühendislerim geri bildirimleri ile besleme yaptılar. Tasarımı projesi sadece TUSAŞ ile sınırlandırmamak lazım. Savunma Sanayii’nin diğer şirketleri katkı yaptılar yan sanayideki firmaların hepsinin katkısı var. Bizim ekosistemimizdeki her bir firma katkı yaptılar. Hepsine burada ayrı ayrı teşekkür etmek istiyor. Türkiye’nin projesi devletimiz de bu şekilde sahip çıktı. Bizim için bu yüzyılın projesi. ”birlikte şekillendirdiler. Bu önemli projeyi beraber başardık. Tabi bu proje Türkiye’nin.

KAAN’IN İKİNCİ PROTOTİP ÇALIŞMALARI BAŞLADI

Ayrıca, Türkiye'nin havacılık alanında yerli motor geliştirme çalışmalarına da değindi. Prof. Öztürk, TR Motor ve TEI'nin bu alandaki çalışmalarının hızla devam ettiğini ve kısa sürede önemli ilerlemeler kaydedildiğini aktardı. Yerli motor geliştirme projeleri, Türkiye'nin havacılık alanında dışa bağımlılığını azaltmayı ve kendi teknolojilerini geliştirmeyi hedefliyor.

Öztürk “Şu an da ikinci prototip çalışmaları başladı. Prototipten seriye geçmek için epey güncelleme ve geliştirme fazı var. Hızla çalışmalar devam ediyor” dedi.

“TEI de Jet uçağımız için motor geliştiriyoruz. Tabi çok tarih vermek istemiyorum ama yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı. 2000’li yılların başında başlayan bu serüvende birçok platformu ürettik, uçurduk. Bazılarına sertifikasyon aldık, diğer sertifikasyon çalışmaları da devam ediyor. Baktığınız zaman motor çalışmaları da bu şekilde olacak, beklenenden çok kısa bir süre üretilecek. TEI’de mesela Turbofan motorumuzun ilk ateşlemesi başarıyla gerçekleşti TF-6000 motorumuzun. Tabi TF-6000 bir anlamda bu üreteceğimiz yeniden tasarladığımız motorun habercisi yani daha küçük boyutta üretiyoruz. Ama gideceğimiz nihai nokta Milli Muharip uçağımız KAAN’ın motorunu üretmek. Devlet büyüklerimiz bu konuda belli tarihler veriyor onlara bu konuda sadık kalmayı uygun buluyorum. Ürünlerimiz ortada, zoru başarabilecek kabiliyetteyiz.“

Prof. Dr. Öztürk, Türkiye'nin savunma sanayii ve havacılık alanındaki projelerinin sadece bir kuruluşun başarısı olmadığını, devletin ve yan sanayideki birçok firmanın katkılarıyla gerçekleştiğini vurguladı. Bu başarıların, Türkiye'nin bu alanda dünya çapında rekabet edebilir bir konuma gelmesini sağladığını belirtti.

Türkiye'nin savunma sanayii ve havacılık alanındaki bu başarı hikayesi, uluslararası alanda da büyük ilgi görüyor. Prof. Dr. Fahrettin Öztürk'ün liderliğindeki projeler, ülkenin bu alandaki prestijini artırıyor ve geleceğe dönük umut vaat ediyor.

 

 

 

 

Düzenleyen:  - Ekonomi
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...