Mücevher ihracatının altın çağı kotayla bitti! Takı üreticisi, 'hane halkı ve merkez aldı, suçlusu biz olduk' diyor

Kota uygulaması sebebiyle altını uluslararası piyasaya göre 3-4 bin dolar daha pahalıya mal ettiklerini vurgulayan TÜİD Başkanı Mustafa Kamar “Ülkemizde kaçakçılık 35 yıl sonra yeniden hortladı. İtalya’dan aldığımız üretici liderliğini, Dubai’den kaptığımız ‘cash and carry’ pazarını kaybettik. Çok sayıda atölye, kapısına kilit vurdu” dedi.
ÖNDER ÇELİK'İN HABERİ - Mücevher sektöründe, başta ihracatın daralması olmak üzere giderek büyüyen sorunlar, takı üreticilerini ve ihracatçılarını bir araya getirdi. Yaklaşık 100 üretici ve ihracatçı, problemlerin daha fazla kangrenleşmeden çözümüne katkı sunmak için Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği’ni (TÜİD) kurdu. TÜİD’in Kurucu Başkanlığına ise Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar seçildi. TÜİD Başkanı Mustafa Kamar, düzenlediği ilk basın buluşmasında Ağustos 2023’te altın ithalatına getirilen kotanın ihracata ağır bir darbe vurduğunu söyledi. Kamar, sektörde bir yıldır devam eden kaosun sona ermesi için kotanın bir an önce kaldırılmasını ve Ağustos 2023 öncesindeki mevzuata dönülmesini önerdi. Türkiye’nin 2003’te dünya mücevher ihracatından sadece binde 5 pay aldığını hatırlatan Kamar “Teşvikler sayesinde 2020’de sektörün dünya pazarından aldığı pay yüzde 10’a yaklaştı. İtalya’yı geride bıraktık. Orta Doğu ve Orta Asya’nın cash and carry pazarını ele geçirdik. Birçok yabancı firma Türkiye’de mağaza açtı. Sektör 10 milyar doları ihracattan, 10 milyar doları da turiste ve Laleli’den yapılan satışlardan olmak üzere toplamda 20 milyar dolarlık yüksek katma değerli ihracat hacmine ulaştı” dedi.
10-15 FİRMAYA SERVET TRANSFERİ
Kamar, Türkiye’de mücevher ihracatının ‘altın çağı’ olarak adlandırılabilecek dönemin, Ağustos 2023’te yeterince tartışılmadan alınan bir kararla sona erdiğini belirtti. Cari açığı kapatmak için altına kota getirildiğini hatırlatan Kamar “Altın ithalatında son 5 yıldır büyük bir artış olduğunu görüyoruz. Ancak bu artışın sorumlusu biz değiliz. Merkez Bankası isabetli bir kararla son yıllarda agresif bir altın alım politikası izliyor. 2022’de 19 milyar dolarlık toplam altın ithalatının 8 milyar dolarlık kısmını, 2023’te ise 29 milyar dolarlık ithalatın 10 milyar dolarlık kısmını Merkez Bankası gerçekleştirdi. Bu yıl Merkez Bankası 60-70 ton altın aldı. Diğer taraftan enflasyonist ortamda tasarrufları altında değerlendirme isteği, EYT sebebiyle piyasaya giren para ve jeopolitik riskler hane halkının altına talebini artırıyor. Mesela, Darphane 2022’de 60 ton altın işleyip 17 milyon adetin biraz üzerinde sarrafiye üretimi yapmıştı. 2023’te ise 223,6 ton altın işlenerek 30,3 milyon adet sarrafiye üretildi. Merkez Bankasının aldığı, Darphane’nin işlediği altın miktarı artarken üretim ve ihracatta kullanılan altın azalıyor. 2022’de 185,1 ton olan mücevher ihracatımız 2023’te 173,3 tona geriledi. Altın ithalatının artmasında üretici ve ihracatçıların payı bulunmamakla birlikte kota sebebiyle özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalarımız büyük bir mağduriyet yaşıyor. Suçlu olarak biz ilan ediliyoruz. Kota uygulamasıyla imtiyazlı konuma gelen ve sayıları 10-15’i geçmeyen firmaya servet transferi başladı. Bizim ihtiyacımız 100 ton. 9 milyar dolar ediyor en fazla” değerlendirmesini yaptı.
60 BİN KİŞİNİN İŞİ RİSK ALTINDA
“Altını uluslararası piyasaya göre 3-4 bin dolar daha pahalıya mal ettiğimiz için kaçakçılık 35 yıl sonra yeniden hortladı” diyen Mustafa Kamar, şöyle konuştu: 15-20 yıllık zorlu bir mücadeleyle İtalya’dan aldığımız üretici liderliğini, Dubai’den kaptığımız cash and carry pazarını kaybettik. Şu an yüzde 10’dan yüzde 6-7’lere geriledi dünyadan aldığımız payımız. Üretim ve ihracatın daralmasıyla çok sayıda atölye kapısına kilit vurdu. Bir zamanlar iki üç vardiya ile çalışan KOBİ düzeyindeki onlarca ihracatçımız kepenk kapatma ve işçi çıkarma noktasına geldi. Böyle devam ederse çalışanların yüzde 30’u işini kaybeder. Risk altında 60 bin civarında kişi var.
Dernek üyelerinin verdiği bilgiye göre Kuyumcukent’te doluluk oranları yüzde 70’lere geriledi. Üç ayda sektörde 4-5 bin kişi işini kaybetti. Bunun yeni yılla birlikte 30 bini aşması bekleniyor."
KOTA KALKSIN, ESKİ MEVZUATA DÖNÜLSÜN
Mustafa Kamar, sektörde altın kotasıyla başlayan tahribatın daha fazla büyümemesi için alınması gereken önlemleri de şöyle sıraladı:
- Altın ithalatında aylık 12 ton kotası kaldırılmalı ve mevzuat eski hâline getirilmeli.
- Merkez Bankasının ithalatı ayrı bir başlık altında gösterilmeli.
- Bireysel yatırım amaçlı ürünlerle ilgili çözüm bulunmalı.
- İhracatçı ihraç ettiği kadar altını serbestçe ithal edebilmeli.
- Mücevher ihracatçısı getirdiği döviz belgeleriyle bankalardan her an ons +3 puanla altına ulaşabilmeli.
- Kapasite kullanımı sıkı bir şekilde denetlenmeli.
- DİR rejimi eski hâline getirilmeli ve cezalar caydırıcı olmalı.
- Sektörde imtiyaz tanınacak firmalarda özellikle Mücevher İhracatçıları Birliği üyesi ve 2023 yılından önce kurulmuş olma şartı aranmalı.