Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'dan BM'ye seslendi: Dünya 5 ülkenin eline bırakılamaz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde açıklamalarda bulundu. BM'nin yetersizliğini hedef alan Erdoğan, "BM'de değişim gerekiyor. Dünya 5 daimi üyenin eline, diline bırakılamaz. Dünya bu şekilde yönetilemez." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'ndeki TRT World Forum'da konuştu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından derlenenler;
Karşılıklı saygıya dayalı ortak bir zeminde ne kadar çok konuşursak çözümlere de o kadar yaklaşabiliriz. Mevcut sistemin sürdürülemez olduğu, insanlığın daha adil dünyaya ihtiyacı olduğu ortada.
Bu forumun teması kriz yönetmek. Teknoloji, savaş, güvenlik, iklim değişikliği, enerji, ekonomi, medya, politika ve diplomasi gibi alanlarda düzenlenecek toplantıların şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyoruz.
"TORUNLARIMIZIN GELECEĞİNİ ETKİLEYECEK HADİSELER YAŞANMAKTA"
Bugün dünya savaşlar, çatışmalar ve eşitliksizlerin pençesinde kıvranmakta. Nereye baksak yüzümüzü nereye çevirsek istikrarsızlık görüyoruz, derinleşen adaletsizlikler görüyoruz. Aynı şehrin iki farklı ucunda iki farklı hayat yaşanıyor. Ticaretten diplomasiye devletler arasındaki rekabet daha agresif bir hal almaya devam ediyor. İnsanlık bir dönüm noktasındadır. Sadece önümüzdeki 5-10 yılı değil torunlarımızın da geleceğini etkileyecek hadiseler yaşanmaktadır. Gazze'den Ukrayna'ya kadar pek çok coğrafyadaki hadiseler mevcut dünya düzeninin kırılganlığını gözler önüne sermektedir. Her kriz aslında bir imkandır. Layıkıyla değerlendirilebilenler için her kriz yeni bir başlangıcın öncüsü olma potansiyeline sahiptir.
İkinci Dünya Savaşı'nın en önemli çıktılarından biri BM'nin tesisi olmuştur. Şuanda bu BM ile devam edebilir miyiz? Hayır. Tamamıyla bu BM'nin reforme edilmesi gerekir. Dünya 5 daimi üyenin eline, diline bırakılamaz. süratle bu değişim gerekiyor. 5 daimi üye, 15 geçici ülke, olmaz. Bu şekilde bu dünya yönetilemez. Artık İkinci Dünya Savaşı'nın şartlarında değiliz. 194 ülkenin kaderi tamamıyla terk edilemez.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN PROVAKATÖRLERE SERT TEPKİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'deki soykırımı hakkında açıklamalarda bulunurken salonda bulunan iki kişi seslerini duyurmaya çalıştı.
Erdoğan'ın, "Gazze krizinde ne insanlık ne sistem başarılı sınav verememiştir. İnsanlık ayıbı olan rakamlar vahim tabloyu ortaya koyuyor." ifadelerine yer verdiği sırada araya girmeye çalışan gençlere tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yavrum siyonistlerin burada dili ağızı olma. Aynen siyonistliğin dili ağzı gözü olmak suretiyle burayı provoke etmeye ne kadar çalışırsanız çalışın netice alamazsınız. Dünyadaki siyonistler Tayyip Erdoğan'ın nerede durduğunu çok iyi biliyor. Ama siz hala anlayamamışsınız." diyerek tepki gösterdi.
"GAZZE'DEKİ MEZALİME SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ"
İsrail hükümetinin bölgedeki yaşayan herkesi tehlikeye atan saldırganlığı karşısında bundan bize ne diyebilir miyiz? Bu savaş niye? Eğer bugün harekete geçmezsek ne zaman geçeceğiz. Gazzeli, Lübnanlıların acısı hepimizin acısıdır. Zalimin yanında duran zulmüne de ortak olur. Türkiye olarak devleti ve milleti ile Gazze'deki mezalime sesimizi yükseltiyoruz.
Türkiye ne yapıyorsa, barış için yapıyordur. Bizim hiçbir ülkeye ve millete düşmanlığımız yok. Başka bir kökenden diye kimseye öfke duymuyoruz, husumet beslemiyoruz. İspanya'dan kovulan 500 bini aşkın Museviye kapısını açan bu millettir. Biz kapımızı açtık. O gün bugündür onlar misafirimiz olarak bizimle beraber yaşadılar, yaşıyorlar.
Biz tam 420 gündür bölgemizi kan deryasına çeviren bu cinnet halinin son bulmasını istiyoruz. İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes kalıcı olmalı. Daha fazla yetim öksüz kalmadan Gazze'de de ateşkes tesis edilmelidir. Türkiye ilk günden beri bunu savunmuştur. Tüm bedenimizi taşın altına koymaya hazırız. 29 Kasım Filistin Halkıyla Dayanışma Günü dolayısıyla Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu buradan tekrar ilan ediyorum.
MUHAFAZAKAR AİLE YAPISINI HEDEF ALAN DİZİLERE SERT ÇIKTI
Tamamen izlenme kaygısıyla çekilen diziler, ne kültürümüze ne değerlerimizin yaşatılmasına hiçbir fayda sağlamıyor. Şiddetin meşrulaştırdığını görüyoruz. Tüm aile yapımız hedefe konulmakta. Aile adeta kötülüklerin kaynağı olarak yansıtılmaktadır. İktidar partisi olarak LGBT denilen aile düşmanlığı denilen yapıya karşıyız. Açık söylemek gerekirse son dönemde milletimizin sinir uçlarıyla oynanıyor. Sadece para kazanma hırsıyla da izah edilemez. Bir sosyal mühendislik meselesidir. 28 Şubat'a giden yolların nasıl döşendiğini biliyoruz.
'da Takip Edin!
