DEM heyetinden dikkat çeken sözler: Şehit ve gaziler ülkemizin onurudur
DEM Parti İmralı heyeti eski HDP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ‘ı ziyaret etmek için cezaevine gitti. Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Önder, "Yerine konulması imkansız olan iki şey yitip giden canlar ve zamandır. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, sağlığını kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur" dedi. "Ülke bölünecek" eleştirilerine de cevap veren Önder, "Gündemimizde ne böyle bir şey var ne bunu tartıştık ne de bunun iması yapıldı" şeklinde konuştu.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Meclis kürsüsündeki çağrısıyla başlayan ve DEM Parti heyetinin İmralı'da terör örgütü PKK lideri Öcalan'ın ziyaretiyle gelişen süreç devam ediyor.
DEM Parti TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan ile yerine kayyım atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ten oluşan heyet, Meclis'te siyasi parti ziyaretlerini tamamladı.
Heyet dün eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'yı Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda ziyaret etti.
FİGEN YÜKSEKDAĞ İLE GÖRÜŞME BAŞLADI
DEM Parti heyeti, bugün de eski HDP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile HDP'li Semra Güzel'i ziyaret etmek için tutuklu bulundukları Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na geldi.
Yüksekdağ'a gerçekleştirilen ziyaret, 1 saat 20 dakika sürdü.
Heyet, cezaevinde eski HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ile de görüştü.
"ŞEHİT VE GAZİLER ÜLKEMİZİN ONURUDUR"
Sırrı Süreyya Önder, ziyaret sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Yüksekdağ ve Güzel'in gelişmekte olan sürecin yanında olduğunu, üzerlerine düşeni yerine getirmeye hazır şekilde beklediğini söyledi.
Yaklaşık 5 sene önce bu cezaevinden tahliye edildiğini anımsatan Önder, "10 yıl bu ülke ağır bir zaman kaybetti. Yerine konulması imkansız olan iki şey yitip giden canlar ve zamandır. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, sağlığını kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur.
Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır. Onlara vereceğimiz en büyük armağan bu süreci, çatışmalı süreci sonlandırmak, bunu bir barışla taçlandırmak olacaktır. Ondan sonra hayatta olan herkese destek, hayatını kaybedenin geride bıraktığı yakınlarına bir yoldaş olmak hepimizin, toplum olarak boynumuzun borcudur. Biz bu ciddiyette ve bu samimiyetteyiz" diye konuştu.
ELEŞTİRİLERE CEVAP VERDİ
Önder, bu konuda yüreği yanan, birinci derecede sıkıntı çeken, bedel ödeyenlerin de kendileri olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
Hepsinin acısını yüreğimizde hissediyoruz ve rahmetle anıyoruz. Barışa gelince şehitlerimize ve gazilerimize borcumuzun altını böylece çizdikten sonra barış, çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak zorunda olduğumuz bir şeydir çünkü hiçbir dahillerinin olmadığı bir çatışmalı mirası bu ülkenin çocukları hak etmiyor. Hem sorumluluğumuzun hem vicdanımızın hem insan olmamızın gereği onlara barış içinde bir ülkeyi hazırlamak ve onlara bunu bırakmak. Çok spekülatif tartışmalar oluyor.
İnanın silah kadar zarar veren bir dil bu. 'Ülke bölünecek, çift bayrak, çift dil' falan. Arkadaşlar gündemimizde ne böyle bir şey var ne bunu tartıştık ne de bunun iması yapıldı. Böyle bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Bu konuda fikrini değiştiren ya da kuşkusunu gidermek isteyen herkesle dediğimiz gibi hem parti hem heyet olarak görüşmeye, süreci, derdimizi anlatmaya, önerilerini, katkılarını, eleştirilerini, uyarılarını dinlemeye de hazırız. Tek ricamız bu toksik dilin bir kenara bırakılması.
"İKİ ANAHTAR VAR: CİDDİYET VE SAMİMİYET"
Açık ve şeffaf bir süreç yürüttüklerini anlatan Önder, şunları söyledi:
Ama iki anahtarı var bunun, birisi ciddiyet, diğeri samimiyet. Herkesten de bunu asgari anlamda beklemek hakkımız çünkü bu mesele ne Ahmet Bey'in derdi ne Pervin Hanım'ın derdi ne benim derdim. Bu mesele bütün ülkemizin derdi, başta da çocuklar olmak üzere. Onun için herkesten olumlu katkı bekliyoruz. Biz dilimizi değiştirmeyeceğiz.
Bu şekil saldırgan bir dil kullananlara karşı bile gelebileceğimiz maksimum nokta bu, samimiyetini halk takdir edecek çünkü yaklaşık bir haftadır yollardayız.
Bu süreçte boyunlarına sarılan, barışı talep eden, ellerini çabuk tutmalarını isteyen, zaman zaman uyaran kişilerin olduğunu belirten Önder, "Bu konuda halkın vicdanı her zaman olduğu gibi doğruyu işaret ediyor ama güvercin kasaplarına, iki gözden dört ölüm bakanlara cevaz vermemek lazım. Bu da hepimizin sorumluluğu." dedi.