Devlet kaosu erken gördü! Yeni gezi için 3 milyar dolarlık 'kaos' fonu

“Türkiye’yi 2013 yılındaki Gezi benzeri bir sarmala sokmak istiyorlar. Uykudaki hücreler yeniden hareketlendi. Her ne kadar karanlık mahfillerde Türkiye üzerine ameliyat hesapları yapılsa da devlet de olan bitenin farkında”
YILMAZ BİLGEN - İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasındaki usulsüzlüğün belgelenmesi ardından terör ve yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınmasıyla sokaklar hareketlendi. Özellikle CHP lideri Özgür Özel’in sokak çağrısı ve bu konudaki ısrarlı tutumu birçok şehirde eyleme sebep oldu. Gezi Parkı kalkışmasını aratmayan olayların arka planında neler olduğunu alanında uzman isimlere sorduk.
PİYONLAR SAHAYA İNDİ
Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun sadece bir sembol olduğunu ve sokakları terörize etmek için iç ve dış odakların aylardır çalıştığını söyledi. Orakoğlu, özellikle Michael Rubin ve Londra lobisinin ciddi inisiyatif üstlendiğini vurguladı ve şu bilgileri paylaştı:
"Türkiye’yi 2013 yılındaki Gezi benzeri bir sarmala sokmak istiyorlar. Uykudaki hücreler yeniden hareketlendi. Her ne kadar karanlık mahfillerde Türkiye üzerine ameliyat hesapları yapılsa da devlette olan bitenin farkında. İşte bu nedenle Ayşe Barım, Ümit Özdağ gibi isimler ve belediyelere dönük kayyım hamleleri geldi. Diğer yandan DHKP-C, TKİP, TİKKO, Devrimci Karargâh, FETÖ gibi yapıların da hareketleri yakından takip ediliyor.
Çok büyük bir medya ve sosyal medya ağır kurdular. Zaten ilk dakikadan itibaren buralar hareketlendi ve herkesi sokağa çağırıyorlar. Ekrem İmamoğlu’nun rüşvet, yolsuzluk, terör örgütleriyle iş birliği gibi suçlardan oluşan dosyası üzerinden kahramanlık ve iktidarı değiştiren dip dalga üretmek istiyorlar. Henüz ortada seçime dair en ufak bir işaret olmamasına rağmen İmamoğlu bu kaos senaryosu için aday hâline getirildi.
3 MİLYAR DOLARLIK FON
Türkiye’yi karıştırmak isteyen etki ajanları uzun süredir yeraltı yapılar, tahrik döneminde kullanılacak sloganlar ve izlenecek yöntemler belirlendi. Bununla birlikte 3 milyar dolarlık bütçe belirlendi ve 500 milyon dolarlık kısmı da dağıtıldı. Şartların tıpkı 2013 dönemi gibi olgunlaştığını düşünüyorlar. Tüm hesaplar kapsamlı bir kaos üzerine. Bu noktada Ekrem İmamoğlu unsuru da önemli. Zira özellikle Sabetay-Mason kanat ve İmamoğlu arasında aktif bir ilişki kanalı oluştu.Ayşe Barım’ın ID ajansı 2019 yılından itibaren Ekrem İmamoğlu ile entegre edildi ve ‘Her şey çok güzel olacak’ sloganı dahil özellikle sanatçılar ve medya üzerindeki popülaritesi Barım üzerinden sağlandı ve sürdürüldü.
HEDEF DHKP-C’Yİ DİRİLTMEK
Gezi’nin yeni versiyonunu sahnelemek isteyen odaklar özellikle DHKP-C’yi diriltmeye özel önem veriyor. PKK kanadı devletin geliştirdiği ve Öcalan üzerinden yürüyen süreçle bir anlamda saf dışı bırakıldı. Bu sebeple PKK’nın rolü ve daha fazlası DHKP-C’ye verildi. Örgüte ciddi anlamda silah, finans ve lojistik destek sağlanıyor. Bunlar devletin ilgili birimleri tarafından tespit edildi. Bu zincire FETÖ de kendi işgal ettiği alandan dâhil olmuş durumda.
KİTLESEL YIKIM PLANLANIYOR
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nergis Dama’ya göre ise insanların sokağa çağrılma nedeni siyasi hesaplaşma aracı olarak karmaşa ve kaosa umut bağlamaktan öte anlam taşımıyor. Dama “Asıl hedef İmamoğlu üzerinden Erdoğan’la hesaplaşmak. Ortada sanki rüşvet, terör iltisakı, kara para trafiği, irtikap gibi başlıklar yokmuş davranılıyor. Niyet çok açık. Taşınan pankartlar, atılan sloganlar ve ana dinamikler itibarıyla her şey Gezi kalkışmasına çok benziyor. Araçlar aynı. Kitlesel bir yıkım hedeflendiği çok açık” diye konuştu.
Sebahattin Zaim Üniversitesinden Prof. Dr. Yusuf Dinç’in süreç okuması da şöyle:
İmamoğlu operasyonunun başladığı ilk andan itibaren borsa ve dövizde doğal olmayan gelişmeler yaşandı. Dışarıdan bir dokunuş olduğu çok net.