Diyarbakır’da ceketi çıkardı, kolları sıvadı! Ekrem İmamoğlu: Silahlar susmalı, çatışma bitmeli
CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Diyarbakır'da dikkat çeken mesajlar verdi. " Şiddetle, çatışmayla, terörle hiçbir sorun çözülemez. Silahlar susmalı, çatışma bitmeli." diyen İmamoğlu, "Kürtlerin ve tüm toplum kesimlerinin kendilerini bu ülkenin sahibi, eşit ve onurlu yurttaşı, eşit hissedarı, eşit paydaşı olarak hissetmesini sağlamak hepimizin, devletimizin görevidir" ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart Pazar günü yapılacak ön seçim çalışmaları kapsamında Diyarbakır’da partililerle buluştu.
İmamoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Bu kardeşiniz sizlerin gücüyle 2036 Olimpiyatları’nı İstanbul’a getirecek ve o olimpiyatlarda olimpiyat şampiyonu istiyoruz”
Elbette Amedspor’a da başarılar diliyorum. Amedspor şehre büyük bir heyecan katmıştır ve gerçekten o heyecanı şehirde insanların yaşadığını görüyorum. Amedspor’u destekliyorum, bundan sonra da gücüm yettikçe destekleyeceğim. Hakkari’deki kadın voleybolu da takip ediyorum, Van’daki spor faaliyetlerini, aynı zamanda Ağrı’nın çok başarılı atletlerini de takip ediyorum, bütün coğrafyayı takip ediyorum. Bu anlamda Amedspor’a da farklı branşlarda, özellikle olimpik branşlarda çok daha etkin adımlar atmasını öneriyorum. Çünkü bu kardeşiniz 2027 Avrupa Oyunları’nı İstanbul’a getirdi. Allah’ın izniyle yine bu kardeşiniz sizlerin de gücüyle 2036 Olimpiyatları’nı İstanbul’a getirecek ve o olimpiyatlarda Diyarbakır’dan, Ağrı’dan, Van’dan, Hakkari’den olimpiyat şampiyonu istiyoruz, Türkiye’miz adına.

'CUMHURBAŞKANI İMAMOĞLU' SLOGANLARI ATILDI
“CHP’nin değerli evlatları, yol arkadaşlarım, hanımefendiler, özellikle gençler; slogan attığınız her şeyi gönülden isterseniz her şeyi ama her şeyi başarırsınız. Onun için bundan sonra hep beraber bu yükü yükleneceğiz.
Bugün ülkenin neresine gitseniz her vatandaşımız öncelikle bereketsizlikten şikayetçi. Az kazanan da çok kazanan da aynı şeyi söylüyor; ‘Elimizde geçen paranın bereketi kaçtı.’ Bunu sizler benden daha iyi biliyorsunuz çünkü çok daha derin yaşayan insanlarımızsınız. Memleketin bereketini kaçıran, kötü uygulamalarla insanından uzaklaşan, vatandaşını öteleyen, kötüleyen, iten, vatandaşına parmak sallayan, ne yazık ki vatandaşının derdiyle dertlenmeyen, tek meselesi koltuğu olan, o bereketi kaçıran bugünün iktidarıdır. Net, başka bir sorun yok.
EKONOMİ MESAJLARI
Milletten o kadar uzakta duruyorlar ki ne yoksulluğu hissediyorlar ne çaresizliği. Sebep oldukları haksızlıkların, adaletsizliklerin milletin canını nasıl derinden yaktığını görmüyorlar. İstanbul’da şu geçtiğimiz dört-beş ay, geçen seneki dört-beş aya göre tam iki kat bizden sosyal destek için başvuru yaptı. 1 milyondan 2 milyona çıktı neredeyse. Ailelerin iki yakası bir araya gelmiyor. Ülkenin bereketi, orta direği resmen bütün gücünü kaybetmiş durumda. Eskiden tam da bu yöreleri tarifleyen ‘Anadolu kaplanları’ dediğimiz küçük ve orta büyüklükteki işletmeler ayakta kalma çabası içinde. Ama böyle gelmiş böyle gitmeyecek.
Memleketin bereketini kaçıranların biz de uykularını kaçırdık. Beni rüyasında ya da kabusunda diyelim, görüp uyananlar var yatağından. Ben onları önümüzdeki seçime kadar kabusun kabusuna boğacağım. Ondan sonra bu yürüyüş o genel seçimde onları evlerine yollayacak. Bir kişinin veya bir kadronun yürüyüşünden bahsetmiyorum. Bu yürüyüş, CHP’nin tabandan tavana yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, gelecek hafta sonu büyük bir demokrasi şöleniyle sonuçlandırılacak ve çok güçlü bir başlangıç yapacak. Bu yürüyüş çok önemli bir yürüyüştür. Bakın, bunu tarih yazacak. Bu yürüyüş bir demokrasi devrimidir. Bu demokrasi devrimi gerçekten insanına yetkiyi veren bir yürüyüştür.
Özellikle Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e, onun nezdinde MYK üyelerimize, genel başkan yardımcılarımıza, PM üyelerimize ve bana bu yolculukta büyük güç katan ki aramızda grup başkanvekilimiz, milletvekillerimiz var, onların imzası ve desteğiyle ve elbette partimizin tüm yöneticilerine; il başkanlarımıza, ilçe başkanlarımıza, kadın kolları, gençlik kolları başkanlarımıza, belediye başkanlarımıza borçlu olduğumu biliyorum.
"SEÇİM SANDIĞI DERTLERE DERMAN OLACAK"
Seçim sandığı bu milletin dertlerine derman olacak tek noktadır. Ülkemize hızla bereket gelecek; ülkemiz gayretli, adaletli, demokrat yepyeni bir yönetime kavuşacak. Biz Türkiye’de gelmiş geçmiş en demokrat, en özgürlükçü yönetimi kuracağız. Bu ülkede istibdat rejiminin bir daha gelmesine izin vermeyecek güçlü bir demokrasi sistemini inşa edeceğiz. Ülkemiz demokratik, adil ve özgürlükçü yeni sistemiyle sadece ülkemize değil, sadece yakın coğrafyamıza değil; göreceksiniz tüm dünyaya ilham kaynağı olacak.
Biz bu eşitsiz, adaletsiz, bozuk düzeni değiştirmek için yola çıktık. Biz bu israf ve istibdat düzenine son vermek için yola çıktık. Bir daha bu ülkede hiçbir siyasi otorite milletin iradesinin üstüne kayyımlarla çökmesin diye yola çıktık. Milletin canı usandı, bezdi. Bu ülkede yargı gücünü siyasetin silahı olmaktan kurtaralım diye yola çıktık. Bugün zalimlik yapan insanların, yöneticilerin, o bir avuç insanın yüce Türkiye yargısının o namuslu, cesur hakimlerinin, savcılarının bile başını öne eğen bir avuç insanın bile gelecekte evlatlarını, torunlarını koruyacak güçlü bir adalet sistemi kurmak için yola çıktık. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Bir kişiye göre tasarlanmış bu bozuk düzeni değiştireceğiz.
Biz bu ülkede herkesin mutlu ve huzurlu, özgürce yaşayacağı halkçı ve sosyal adaletçi bir düzen kuracağız. Hiç kimseyi piyasanın acımasız şartlarına mahkum etmeyeceğiz. Diyarbakır’dan Van’a, Hakkari’den Şırnak’a, Adıyaman’dan Şanlıurfa’ya bütün illerimizde, bütün Türkiye’mizde herkes barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi temel haklara, insanca hayat koşullarına sahip olacak. Tarlalarında, dükkanlarında, atölyelerinde, fabrikalarında üretim yapanlar, istihdam oluşturanlar erişilebilir adil yatırım ve ticaret şartlarına kavuşacak. Türkiye’miz adaletin, eşit yurttaşlığın, kardeşliğin gücüyle büyüyecek, zenginleşecek ve güçlenecek. Biz fırsatlarda eşit, imkanlarda adil bir Türkiye kuracağız. Güçlü, etkin, güven veren bir devleti yeni baştan inşa edeceğiz. Temellerini, değerlerini ve kurumlarını güçlü bir biçimde Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışacak bir biçimde inşa edeceğiz.
"SİLAHLAR SUSMALI, ÇATIŞMA BİTMELİ"
Demokratik ve özgürlükçü yönetim bu topraklarda güçlü ve dayanışmacı bir toplumu mümkün kılacak. İşte biz bunlar için milletin hakkını, kayıtsız şartsız millete vermek için yola çıktık. Şu kadim coğrafyada -GAP ki bu bölgenin talihini, kaderini değiştirecek- 23 senedir defalarca ‘Bütçesi hazır, yaptık, bitiriyoruz’ diyerek milletin hakkını yediler. Bu kardeşiniz size söz veriyor: Bu coğrafyada, bu Mezapotamya’da, Dicle ile Fırat arasındaki bu güzel kadim topraklarda GAP’ı hak ettiği değere kavuşturacak olan da biz olacağız, Diyarbakır’dan söz veriyorum.
Sandık menfaati, seçim menfaati değil; milletimizin menfaati düşünülmeli. Uzun zamandır tekrar ettiğimiz düşüncelerimiz var: Şiddetle, çatışmayla, terörle hiçbir sorun çözülemez. Silahlar susmalı, çatışma bitmeli. Çözüm, toplumun tüm kesimlerinin diyaloğuyla olmalıdır. Kürtlerin ve tüm toplum kesimlerinin kendilerini bu ülkenin sahibi, eşit ve onurlu yurttaşı, eşit hissedarı, eşit paydaşı olarak hissetmesini sağlamak hepimizin, devletimizin görevidir.
"DİYARBAKIR'IN HER KÖYÜNDE DİYARBAKIRLILAR KADAR SİZİN O TOPRAKLARINIZA EŞİT HİSSEDAR EKREM İMAMOĞLU VAR'
Ben buraya Trabzon’dan geldim. Gökyüzünden köylerime baktım. Sonra Gümüşhane, Bayburt, Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya, Adıyaman derken Diyarbakır’a doğru geldik. İçimden geçeni söyleyeyim, her yerde söylüyorum: Ben Trabzon’un 40 haneli bir köyünde doğdum. Köy çocuğuyum. Liseyi bitirene kadar köyde yaşadım. Benim köyüm neyse Diyarbakır’ın köyü de aynı. Burada, Diyarbakır’da köylerine gittiğim dostlarım var. Açık ve net söylüyorum: Diyarbakır’ın her köyünde Diyarbakırlılar kadar sizin o topraklarınıza eşit hissedar Ekrem İmamoğlu var. Burada bulunan Bütün Diyarbakırlıların her biri de benim doğduğum 40 haneli Trabzon’un Akçaabat ilçesinin Cevizli Köyü’nde eşit hissedarsınız. Orası da sizin, burası da bizim. Sizi, bizi kaldıracağız. Eşit hissedarlık, eşit paydaşlık Cumhuriyet'in temel duruşudur.”