Eski Yüreğir Kaymakamı Mustafa Kılıç'a 'dolandırıcılık'tan 70 yıl hapis!

Adana'da depremzedeler için alım yapılacağı iddiasıyla firmaları 50 milyon TL dolandırdığı öne sürülen eski Yüreğir Kaymakamı Mustafa Kılıç, 70 yıl hapis ve 601 bin TL adli para cezasına mahkum edildi. Eski kaymakam hakkında sahtecilik suçundan Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.
Adana merkez Yüreğir ilçesi eski kaymakamı Mustafa Kılıç, kendisini bir siyasetçinin danışmanı olarak tanıtan Özgür Akgül ve tutuksuz Paşa Yaşar'ın "kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan Adana 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın karar duruşması yapıldı.
Duruşmaya Sakarya 3 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski kaymakam Mustafa Kılıç, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Tutuklu sanık Özgür Akgül, salonunda hazır bulunurken, tutuksuz sanık Paşa Yaşar duruşmaya katılmadı.
"PARASAL İLİŞKİLERE KARIŞMADIM"
Taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada sanıklar ve vekilleri, son savunmalarını yaptı. Sanık Özgür Akgül, eski Yüreğir Kaymakamı ve diğer sanık Mustafa Kılıç'ın bu olaylarda kendisini kullandığını iddia etti.
Sanık Akgül, G.K.'nin yanına gelerek Misis Organize Sanayisi'nden alacağı olduğunu, bunun için şikayetçi olmadan işini halletmek istediğini söyleyerek, kendisinden yardım istediğini belirtip, kendisini şöyle savundu:
"Kendisine eski Yüreğir Kaymakamı olan Mustafa Bey'in olduğunu ve bize yardım edebileceğini söyledim. Daha sonra kaymakam beyi arayıp, durumu izah ettim. Kendisi bize yardım etti. Daha sonra firmaların temsilcileri kaymakam bey ile tanışmak istedi. Ben de aracı oldum ama parasal ilişkilerine karışmadım. Bu süreçte gördüğüm kadarıyla müştekiler para veriyor, ihale yapılacağı söyleniyor ama ortada ihale olmuyordu. Ayrıca kaymakam beyin makam kapısından girip, çıkmadım. Hep vatandaş girişinden girip çıkardım. Elimde para dolu siyah poşetlerle dolaştığım doğru değildir. Ben kimsenin bir lirasını almadım. Eğer aldıysam da Allah benim canımı alsın. Üzerime atılı suçu kabul etmiyor ve hastalığım nedeniyle de beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum."
"KAÇMA GİBİ BİR DURUM OLMADI"
Sanık Mustafa Kılıç, görev kapsamında yapılan suçlar dahilinde kendisi hakkında bir yargılama yapılacaksa bunun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılması gerektiğini söyledi.
Üzerine atılı suçun görev dışına çıkarılıp, kişiselleştirme yapıldığı iddia eden sanık Kılıç, "Hakkımda gözaltı kararı çıktığında aracımla Mersin'e gidiyordum. Yolda Mersin emniyet müdürünü arayıp, böyle bir durumun olup olmadığını sordum. Kendisi bana, 'Emniyete gel konuşuruz' dedi. Ben de kendisinin yanına gittim. Kesinlikle kaçma gibi bir durum olmadı. Öyle olsaydı kendim niye emniyet müdürünün yanına gideyim" dedi.
"KİMSEYİ DOLANDIRMADIM"
Sanık Kılıç, ortada dolandırıcılık olmadığını, müştekilere sözleşme karşılığında senet verdiğini, bu senetlerin resmi belge niteliğinde olup zararı karşıladığını söyledi.
Kılıç, "Karşı taraf bana güvenmiştir. Kendileriyle aramızda bir ihale söz konusu değildir. Zaten kendilerine aldıklarım karşılığında senet verdim. Bu da resmi belge niteliğinde olup, ihale olmadığını gösterir. Kamu İhale Kanunu'nda da geçiyor bu durum. Ben kimseyi dolandırmadım. Böyle bir kastım da yoktur. Olayın oluş şekline baktığımızda da bu durumun dolandırıcılık olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hele ki makamımı kullanarak bunu yaptığım kesinlikle doğru değildir. Yargılama sürecinde de kimseyle yüzleşemedim. Eğer yüzleşseydim benim kimseyi dolandırmadığım anlaşılırdı. 23 yıllık meslek hayatım boyunca dolandırıcılığa tevessül etmedim, etmem de. Ben kaçacak bir insan değilim. Aile yapım da belli. Önceki sözlerimin de arkasındayım. Tahliye olmam halinde karşı tarafın zararını karşılayacağım" diyerek, beraatini ve tahliyesini istedi.
48 YILDAN 160 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Mahkeme savcısı, önceki celsede verdiği esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı. Savcı, 13 sayfalık mütalaasında sanık Kılıç'ın "kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan 16 kez olmak üzere 48 yıldan 160 yıla kadar, sanık Özgür Akgül'ün 8 kez olmak üzere 24 yıldan 80 yıla kadar, sanık Paşa Yaşar'ın ise bir kez olmak üzere 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti.
Savcı, suçların zincirleme şekilde işlendiğini belirterek, mahkeme heyetinin alt sınırdan uzaklaşarak ceza vermesini, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını talep etti.
Müşteki avukatları, zararlarının bir kısmının karşılanıp, bir kısmının karşılanmadığını belirterek, sanıkların mütaala doğrultusunda cezalandırılmasını istedi.
70 YIL HAPİS VE 601 BİN TL PARA CEZASI
Mahkeme heyeti, eski Yüreğir Kaymakamı Kılıç'ı "Kamu kurum ve kuruluşları ve benzeri tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan 70 yıl hapis ve 601 bin TL adli para cezasına, sanık Özgür Akgül'ü de 46 yıl 4 ay hapis ve 408 bin lira adli para cezasına mahkum edip, tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Sanık Paşa Yaşar'ın ise "yüklenen suçun, sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması" gerekçesiyle beraatine hükmetti.
İte yandan mahkeme, Mustafa Kılıç hakkında "Resmi belgede sahtecilik" suçundan Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.