Merak ediliyordu, cevap buldu! Firari FETÖ'cü Abdullah Antepli soruları kimin nasıl çaldığını itiraf etti
Firari FETÖ'cü Abdullah Antepli, FETÖ'nün KPSS ve üniversite sınavlarında soruları çalmasına ilişkin itiraflarda ve iddialarda bulundu. Soruların sadece özel şartları sağlayan öğrencilere verildiğini söyleyen Antepli, soruların kimler tarafından nasıl çalındığını da açıklayıp "Vicdan azabı duyuyorum" dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ABD'de yaşayan firari eski sözde mahrem imamı Abdullah Antepli, katıldığı bir YouTube yayınında skandal itiraflarda bulundu.
FETÖ ÖZEL ŞARTLAR KARŞILIĞINDA İZİN VERİYORMUŞ
Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ve üniversite giriş sınav sorularının çalınarak FETÖ üyelerine verilmesiyle ilgili açıklamalarına yenilerini ekleyen Antepli, "Şaşırdık, ama aslında şaşırmamamız için iki sebep vardı. Gülen'in mahrem konulara, mahrem okullara ve özellikle askeri okullara dair çok özel şartlar altında izin verdiği biliniyordu. Ancak bizi asıl şaşırtan bu değildi; çünkü bu, herkesin malumu olan bir konuydu. Mahrem işlere girmiş, askeri okullara ya da akademik kurumlara öğrenci hazırlamış herkesin bildiği bir meseleydi" dedi.
Önemli itirafların bulunduğu konuşma şu şekilde ilerliyor:
"Peki, Ahmet Kurucan veya heyet üyeleri, Tarık Bey gibi isimler de bu durumu biliyor muydu?"
Kesinlikle. Ben de mahrem hizmetleri yakından tanıyan biriydim ve üniversite yıllarımda bu hizmetlere öğrenci hazırladım. Tarık Bey ile de bu vesileyle tanıştık. O da benim kadar üniversite öğrencileriyle ilgilendi, sorular çözdü. Ancak burada önemli olan nokta, kullanılan soruların kaynağıydı.
BU ÖZELLİKLERİ TAŞIYANLARA SORU VERMİŞLER
Herkese soru verilmiyordu. Bazı öğrencilere, seviye tespit sınavında istenilen seviyeye gelmeyenlere, annesi başörtülüyse, babası imamsa, mülakatlarda çabuk elenecek çocuklara çok özel şartlarda veriliyordu.
Siz Tarık Bey de mi bu hizmetlerde bulundu ve yaptı diyorsunuz?
Kesinlikle öyle.
"SINAVDAN BİRKAÇ GÜN ÖNCE ÇOCUKLARA SORULARI VERİYORDUK"
Soru çözme başka, soru alma-çalma başka bir şey… Hangisi?
Çalınan sorular, gayrimeşru yollarla alınan sorular abiler tarafından bize verilince, biz çocukları çalıştırıyoruz. Tarık Bey'in de benim de yaptığım bu alınan soruları, çocuklara vermek sınavdan birkaç gün önce. Bu çocuklar sınavlara giriyorlar, sınavlardan çıktıktan sonra da bize 'Abi sınavda tam senin bize çalıştırdığın soruları ya da çok benzeri ya da tıpatıp aynısı çıktı' diyorlar.
Yani siz de soru verdiniz?
Verdim evet. Yani şimdi bize soruları verirken, 'Biz bu soruları çalarak size verdik! demiyorlar. Ama sen de aptal değilsin yani. Çocuklara çalıştırıyorsun. Senden yemin billah bu soruları sadece şu çocuklara çalıştıracaksın, çocukları çalıştırdıktan sonra da 'Bu soruları getireceksin imha edeceksin veya bize geri getireceksin…' Sonra çocuklar soruları çalışan çocuklar sınavlardan çıktıktan sonra diyorlar ki “Abi bize çalıştırdığın sorular tıpa tıp ya aynı ya da çok küçük şeyle değiştirmeler çıktı.” deyince anlıyorsun nereden geldiğini, nasıl geldiğini.
Vicdan azabı duyuyorum. Kul hakkına girmişiz. Özür dilerim.
SORULARI KİM ÇALIYORDU?
Size peki bu soruları getirip veren kim?
Bizim askeri hizmetlerde rapor ettiğimiz, rapor verdiğimiz başımızdaki mahrem hizmetlerdeki abiler.
Sizin abiniz?
Evet.
Peki buna size verirken bunlar çalınmış veya sınavda çıkacak sorular diye mi veriyorlardı?
Bunları açıkça söyleyerek vermiyorlardı.
Siz nasıl biliyordunuz? Çocuklar sınava girdikten sonra aynıları çıkınca mı anlıyorsunuz?
Aynen öyle.
Bunun ardından gidip onlara herhangi bir hesap sormanız oldu mu?
O dönemde olmadı. Ben bu işin kutsiyetine, başımızdaki abilerin büyüklüğüne ve mahrem hizmetleri, 2002 öncesi itibariyle bilenler için söylüyorum, bunların başımızdaki büyüğümüz Hocamızdan habersiz bir şey olmayacağını bildiğim için sorgulamadım.
Nasıl biliyorsunuz?
Çünkü gelen bütün kararlar, direkt hocamızın izniyle yapılıyor diye diliyorduk. En azından öyle bir algıyla hareket ediyorduk.
Bunu hiç sordunuz mu siz?
O zaman sorgulamadım hayır. Ama öyle kabul ettim. Yani bir askeri kurumlara herkes gitmek istiyor, herkes girmek istiyor. O kurumların gücü, Türkiye'deki temsil ettiği imkanlar gayet açık ve net. Yani o günlerde benim sorgulama şansım yoktu yani. “Bunlar Hoca Efendi'den geliyor” direkt demediler. Yalan söylemek istemiyorum ama bizim o kanala girmiş inançlı olan insanların bu emirlerin bu düzenin tezgahın Hoca Efendinin izniyle dizayn edildiğini hepimiz biliyoruz.