Siyonist rejim, Türkiye’nin başını ağrıtacak her yarayı kaşıyor! Hedef Anadolu’yu kuşatmak

Türkiye’yi uluslararası anlaşmalardan dışlamak için temaslar yürüten İsrail, terör kartı dâhil her argümanı devreye sokuyor. Türkiye’nin başına çorap ören İsrail, temmuz-ağustosta Lübnan’ı, ardından da Suriye’yi işgal etmeyi planlıyor.
Siyonist yayılmacılık ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihî uyarısı ile bölgede yaşanan son gelişmeleri gazetemize değerlendiren uzmanlardan ciddi bir uyarı geldi. Öncelikle Batı ittifakının gözle görülür kuşatma çabasına dikkati çeken uluslararası ilişkiler uzmanı Tuğrul Çamaş “Adalar Denizi’nde Yunanistan, yine Yunanistan-Dedeağaç ve Romanya hattında doğrudan, Suriye’nin Doğu ve Kuzey ile birlikte Irak Kuzey aksında PKK-YPG, DEAŞ gibi taşeron güçlerle verilen mesajlar çok net. Batılı koalisyon daha stratejik kullanabilmek adına Irak ve Suriye’de devletimsi bir yapıya ihtiyaç duyuyor. Bir başka deyişle Türkiye kuşatmasında savaştıracak vesayet aparatları ihdas ettiler” dedi.
ABLUKAYA ALMA GAYRETİ
Çamaş şöyle devam etti: Her ne kadar uzun vadede ne gerçekten bir devlet olacak ne de bölgede kalıcı niteliğe sahip bir teşkilat elde edemeyecek olsalar da esas gaye ABD önderliğindeki batı kuşatmasına militan ve savaşçı kazandırmak. Kurulması planlanan bu devletimsi yapı ile Türkiye karşısında yürütülecek faaliyetlere devletimsi nitelik kazandırmak. Hedef, Türkiye’yi kendi sınırlarının dibinde lokalize edilmiş çatışma ve savaşlarla meşgul ederek silahlı bir abluka içerisinde tutmak ve sözde devletimsi yapı ile Türkiye’yi siyasi, askerî ve diplomatik bir abluka altında tutmak. Bu korsan oluşumla Türkiye ve sınırlarının istikrarsızlaştırmak istendiği çok açık.
SONRASI İŞGAL HAREKÂTI
Diğer yandan Türkiye bu meselelerle meşgul olurken önümüzdeki ağustos ayı sonu veya eylül başında İsrail’in Lübnan’a girme hazırlıkları yaptığı biliniyor. Bölgede İsrail’le dur diyebilecek tek ülke olan Türkiye’yi sözde devletleştirilmiş terör yapıları ile meşgul ederek İsrail’in ağustos sonu veya eylül ayı başında Lübnan işgal sürecinde çaresiz bırakmaya çalışıyorlar. Daha uzun vadede ise İsrail’in kuzey yönlü muhtemel işgal girişimleri doğrultusunda Türkiye’nin aynı abluka içerisinde ve sınır diplerinde tutuluyor olması İsrail için hayati önem taşıyor.
EKONOMİK BOYUTU
Türkiye’yi gündemdeki devletimsi kumpaslarla oyalamak isteyenlerin salt askerî planlar yapmadığını kaydeden Dr. Çamaş, Türkiye’nin ana aktör konumda olduğu enerji-ticaret eksenli üç büyük projeye dikkati çekti: İsrail ve müttefik unsurların tarihî niteliğe sahip 100 milyarlarca dolarlık dev projeleri akamete uğratmak için var gücü ile mücadele ediyor. Oldukça stratejik hamlelerle Türkiye merkezli yolları tıkamak istiyorlar. Bu projelerden birisi Türkiye’yi dışlayan Sea2Sea Projesi… Diğerleri Türkiye merkezli Kalkınma Yolu ve Kuzey-Güney Koridoru… Bütün bu plan ve programlar Zengezur Koridoru ile yakından ilgili çalışmalar.
“TÜRKİYE DIŞLANACAK”
Hedef yine Türkiye’yi ağın dışında bırakmak. Hem Rusya’nın Kuzey-Güney Koridoru ve Batılıların Kıbrıs adasının altından Avrupa’ya giden ticaret yolu projeleri Türkiye’yi küresel koridora dâhil etmeme üzerine kurulu. Şayet başarılı olurlar ise Anadolu ve Trakya Yarımadası’nın tarihten gelen geleneksel ulaşım koridoru olması fonksiyonu da ortadan kaldırılmış olacak. Bizim bu Doğu-Batı savaşında denge siyaseti adına yaptığımız hamleler artık askerî tedbirleri de kapsamak zorunda. Aksi durumda eksik olur ve geç kalmış pozisyona düşebiliriz. İsrail’e alan açma üzerine kurulu küresel düzeni kendi diplomasi, siyaset ve askerî gücünüzle aşmak yanında bölgesel aktörlerle kurulacak ittifaklarla da boşa düşürme ihtimaliniz var. Bu noktada Türkiye ve Rusya’nın Kafkasya’da ne kadar iyi anlastigi meselesi Zengezur Koridoru’nun geleceğini belirleyecek ama burada Çin Halk Cumhuriyeti’nde unutmamak gerekir.