Teğmenler disiplin suçu işledikleri için ihraç edildiler

A -
A +

30 Ağustos'ta paralel yemin eden teğmenlerden 5’i ve üç disiplin amiri ihraç edildi. 20 teğmene de uyarıda bulunuldu...

 

CHP sloganı “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”i kullanan ve "paralel" yemin eden teğmenler bu sözlerinden dolayı değil emirlere uymadıkları için ihraç edildiler. Muhalefet ısrarla bunu görmüyor. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözünden dolayı kimseye işlem yapılmadı. Teğmenler konusuyla ilgili ne demişler bakalım:

 

Prof. İbrahim Ethem Atanur'un ifadesinde şu ilginç detay yer aldı: “Rektörümüz, 'Dereceye giren ilk üçü çağırın. Onlarla neden böyle bir şey yaptıklarına ilişkin görüşün' dedi ve okuldan ayrıldı. Okul Komutanı, ilk üçü ve alay kıdemlisini çağırdı. Yanımda Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Arif Sarı da vardı. Ben dereceye giren Ebru Teğmene, 'Bunu niçin yaptınız?' diye sordum. O da, 'Bizim üzerimizde cemaat yaftası vardı. Bunu üzerimizden kaldırmak için bu yemini yapmamız gerekiyordu. Basın varken kendimizi daha iyi ifade edebileceğimizi düşündük' dedi. Bu cümleleri bana alay kıdemlisi Talip İzzet Akarsu da söyledi. O da oradaydı. İkinci ve üçüncü olanlar bu konuda bir fikir beyan etmediler. Ben ve Okul Komutanı yanlış yaptıklarını söyledik. Ayrıca Teğmen Ebru'ya, 'Konumuz laiklik ise laiklik sensin. Bir kadın teğmen olarak devre birincisi oldun. Sayın Cumhurbaşkanımızın elinden diploma aldın, seni taltif etti’ dedim.”

 

Basını Çağıran Teğmen Ebru’ymuş. Yani sosyal medyada bunu yayanlar Teğmen Ebru ve diğer teğmenlerle iletişim hâlindeymiş. Videoyu ilk yayan eski asker Mustafa Önsel’di. Onun bilgisine başvurulabilir. Şu an içeride yatan Ümit Özdağ’a da sorulabilir. 

 

Cumhurbaşkanı yanında yemin edenler neden "paralel" yemin etme ihtiyacı duyarlar!

 

28 Şubat döneminde konulan ant, daha öncesinde yoktu. 28 Şubat'ın darbeci askerlerinin 1999’da koyduğu ant şuydu:

 

“Ant içeriz ki, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin, bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, Yüce Türk Ulusu'nun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak, kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız, şerefimizle doğduk şerefimizle yaşayacak ve şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türküm diyene..." 

 

Şu anki emekli askerlerin hiçbiri böyle bir ant okumamış. Çünkü böyle yemin yoktu. 

 

2023’te İç Hizmet Kanunu’ndaki hizmet metin yönergeye kondu. O ant da şu:

 

“Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve âmirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.”

 

Neticede askerlik disiplin işidir. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün arkasına saklanarak cunta faaliyeti içerisinde olmak, "paralel" yemin etmek, emir- komutayı bozmak suçtur...

 

Bana göre bu "paralel" yemin işi cunta faaliyetidir. Ve o yemini edenlerin hepsi ihraç edilmeliydi. MSB sadece emre itaat etmedikleri için ihraç verdi. Bunun da doğru bilinmesi lazım... 

 

 

Muhalif medya kendi içinde karıştı

 

 

Geçen hafta Halk TV Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklandı. Aslında ifade veren herkes birbirini satmış! Aslında Barış Pehlivan dışında hiçbirinin günahı yok. Tutuklanması gereken Barış Pehlivan’dı. Bakın aralarındaki konuşmada Barış Pehlivan, Suat Toktaş’ı nasıl satmış: 

 

“Barış Pehlivan: Sana büyük iş geldi, Satılmış ile konuştum. Suat Toktaş: Evet. Barış Pehlivan: Kürşad seni attı. Suat Toktaş: ..... konuşuyor şimdi. (bir kanal çalışanının Kürşad Oğuz ile konuştuğunu söylüyor) Barış Pehlivan: Daha napim? Suat Toktaş: Seninkini basacağım. İznin var mı? Dava açmaz di mi? Barış Pehlivan: Abi biz gazeteciyiz. Suat Toktaş: Yayınlıyorum.”

 

Şimdi Pehlivan, “Abi izinsiz yayınlamak suç” dese, Suat Toktaş yayınlamayacaktı. Ya da mahkemede Pehlivan, “Her şeyi ben yaptım” dese, kendi içeri girecekti. Resmen herkesi satmış. Yazık!.. 

 

Bu arada size içeriden bir bilgi vereyim. Halk TV sahibi Cafer Mahiroğlu ve bazı kanal çalışanları Barış Pehlivan’ın herkesi satan ifadesinden rahatsız olmuşlar. Cafer Bey bir karar aşamasındaymış...

 

Benim, medyayla ilgili yazdıklarımın gerçek olduğunu herkes bilir. Bana inanmayan Ayşenur Arslan abla vardı, sonrasını gördü. Şimdi de bekleyip görelim...

 

 

 

Cem Küçük'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.