Türkiye’ye çağ atlatan lider! Politikaları “Özalizm” olarak literatüre geçti
Türkiye Cumhuriyeti’nin 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal, vefat yıldönümünde anılıyor. İşte Kürt meselesine yaklaşımıyla en cesaretli lider olarak adından söz ettiren, politikaları Özalizm olarak literatüre giren Turgul Özal'ın 10 yıllık siyasi hayatındaki büyük dönüşümler.
ESMA ALTIN- Türkiye Cumhuriyeti’nin 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal, vefatının üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen, Türkiye’de pek çok alanda yaptığı dönüşümle hâlâ etkisini sürdürüyor. Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı olarak 1983-1989 yılları arasında başbakanlık görevinde bulunan Özal, 1989 seçimini kazanarak aynı zamanda cumhuriyet döneminde doğan ilk cumhurbaşkanı oldu.
Siyaset arenasında ilk olarak 12 Eylül 1980 darbesinden sonra görünmeye başlayan Özal, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e en yakın isimlerden biriydi. Darbeden 9 ay önce uygulamaya koyulan, tarihe “24 Ocak Kararları” olarak geçen yapısal reformların mimarıydı. Darbeden sonra yeni dönemde ekonomiyi kendisine emanet edildi. Başbakan yardımcısı ve devlet bakanı olarak kabinede görev aldı. Ancak hem yaşanan bazı gelişmeler hem de onun “sivil ruhu” kendisinin askerî yönetim içerisinde rahatça hareket edememesine ve bu sebeple 1982’de istifa etmesine neden oldu. Turgut Özal’ın asıl siyaset yolculuğu tam da burada başladı.
SİYASİ YASAK KALKTI, ANAP DOĞDU
1983'te askerî hükümet tarafından siyasi faaliyetlere getirilen yasağın kaldırılmasının ardından, Turgut Özal Anavatan Partisi'ni (ANAP) kurdu. ANAP, 1983 genel seçimlerinde yüzde 45,14 oranında oy alarak parlamentoda çoğunluğu kazandı ve Özal, 45. Türkiye Hükümeti'ni kurarak Türkiye'nin Başbakanı oldu.
AB’YE İLK BAŞVURU
Özal, dış politikada NATO müttefikleriyle uyumlu hareket etti. Döneminde Avrupa Birliği’ne (AB) ilk kez tam üyelik başvurusu yapıldı. Ayrıca Bulgar Komünist Partisi rejiminin baskı uyguladığı ve asimilasyon politikası yürüttüğü Bulgaristan Türklerinin Türkiye'ye sığınmalarına ve göç etmelerine izin verildi. Bunlarda biri de üst üste dünya rekorları kıran Türk halter sporcusu Naim Süleymanoğlu’ydu.
KÜRT MESELESİNE ÇÖZÜM YAKLAŞIMI
Turgut Özal’ın en çok ses getiren girişimlerinin başındaysa, Kürt meselesine yaklaşımı geliyor. Toplumsal sorunların çözülmesi adına diyalog kanallarının açık tutulmasını önemsedi ve meselenin tespitini Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınmada geri kalmışlığı ile “özellikle etnik bir kimlik sorunu olarak demokratikleşme çerçevesi” temelinde ele aldı. 1980 darbesinden sonra resmi ve özel hayatta resmen yasaklanan Kürtçe’nin serbest hale gelmesi yine Özal döneminde gerçekleşti. Bu bakımdan, meselenin çözümüne yaklaşımı noktasında çağdaşları arasında en cesaretli isim olarak adından söz ettirdi.
GÜÇLÜ BİR GELECEK VİZYONU
Bir liderde olması beklenen özelliklerin başında gelen ufuk açıcı olma özelliğini Türk Dünyası ile ilişkilerinde de gösterdi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının hemen akabinde bu bölge ile Türkiye arasında bir “gönül bağı” köprüsünün temellerini attı ve bugünlere yansıyan izler bıraktı. Türk siyasi tarihinin 10 yıllık bir döneminde siyaset yapan Özal, sadece yaşadığı dönemde değil, sonrasında da Türkiye’nin gündeminde kaldı. Politikaları “Özalizm” olarak literatüre geçti.
EKONOMİDE BÜYÜK DÖNÜŞÜM
Ekonomide serbest piyasa düzenini esas alan yapısal değişim programı Turgut Özal Hükümeti döneminde uygulamaya kondu. 1983-1987 yılları arasındaki Başbakanlığı dönemini de içine alan, Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 1980 yılında 1.539 dolar iken, 1987 yılında 1.636 dolara yükseldi. Türkiye'yi ithal ikamesi modelinden ihracat önderliğinde büyüme modeline dönüştürmeyi başardı ve Türk ekonomisi rekabete açıldı. Döneminde pek çok Anadolu il ve ilçesinde organize sanayi bölgesi kuruldu, Anadolu üretim yapıp doğrudan ihracata yöneldi.