Norveç Türklere vatandaşlık veriyor mu? Spitsbergen Antlaşması nedir?

Norveç’in Svalbard takımadaları üzerindeki statüsünü belirleyen Spitsbergen Anlaşması, Türkiye açısından yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, anlaşmaya taraf oldu ve böylece Türk vatandaşları için yeni haklar resmileşti. Norveç Türklere vatandaşlık veriyor mu, Spitsbergen Antlaşması nedir gibi sorular ise kamuoyunun gündeminde yer buldu.
Norveç Türklere vatandaşlık veriyor mu, Spitsbergen Antlaşması nedir? 9 Şubat 1920’de Fransa’nın başkenti Paris’te imzalanan Spitsbergen Anlaşması, Norveç’in Svalbard takımadaları üzerindeki egemenliğini tanırken, anlaşmaya taraf olan ülkelerin vatandaşlarına bu bölgede belirli haklar sunuyor.
1925 yılından bu yana yürürlükte olan anlaşma kapsamında, taraf devletlerin vatandaşları Svalbard’da mülk edinme, oturma, ticari faaliyet yürütme ve bilimsel araştırma yapma hakkına sahip. Türkiye’nin anlaşmaya katılımıyla birlikte artık Türk vatandaşları da bu haklardan yararlanabilecek.
NORVEÇ TÜRKLERE VATANDAŞLIK VERİYOR MU?
Norveç genel göç politikaları gereği yabancı ülke vatandaşlarına doğrudan vatandaşlık vermiyor. Ancak belirli şartları sağlayan kişiler için vatandaşlık başvurusu yapma imkanı bulunuyor.
Uzun süreli oturma iznine sahip olan ve Norveç’te belirli bir süre yaşayan yabancılar, vatandaşlık başvurusunda bulunabiliyor. Norveç’te kalıcı oturum izni alabilmek için ise genellikle iş, eğitim veya aile birleşimi gibi nedenlerle uzun vadeli bir ikamet süreci gerekiyor.
Norveç’in Svalbard takımadaları için geçerli olan Spitsbergen Anlaşması kapsamında, Türk vatandaşları artık bu bölgeye özgü haklardan yararlanabiliyor.
Anlaşmaya taraf olan ülkelerin vatandaşları, Svalbard bölgesinde mülk edinme, oturma ve ticari faaliyetlerde bulunma hakkına sahip oluyor.
SPITSBERGEN ANLAŞMASI NEDİR?
Spitsbergen Anlaşması 9 Şubat 1920'de Fransa’nın başkenti Paris’te imzalanan ve 1925’te yürürlüğe giren uluslararası bir anlaşmadır. Spitsbergen Anlaşması Norveç’in Svalbard takımadaları üzerindeki egemenliğini tanırken, taraf ülkelerin vatandaşlarına da bölgede çeşitli haklar tanımaktadır.
Türkiye’nin Spitsbergen Anlaşmasına taraf olmasıyla birlikte Türk vatandaşları artık Svalbard’da mülk edinebilir, oturma izni alabilir ve belirli ticari faaliyetlerde bulunabilir.
Anlaşmanın temel amacı, Svalbard’ın doğal kaynaklarının taraf ülkeler tarafından eşit şekilde kullanılması ve bölgenin barışçıl amaçlarla değerlendirilmesini sağlamaktır. Belirtilen kapsamda da bilimsel araştırma, balıkçılık, madencilik ve denizcilik gibi alanlarda faaliyet gösteren ülkeler için belirli avantajlar sunuluyor.
TÜRK VATANDAŞLARI NORVEÇ'TE OTURUM İZNİ ALABİLİR Mİ?
Türkiye’nin Spitsbergen Anlaşması’na taraf olmasıyla birlikte, Türk vatandaşları Norveç’e bağlı Svalbard takımadalarında oturma hakkı elde etti. Oturum izni Norveç’in diğer bölgeleri için geçerli olmamakla birlikte, Svalbard özelinde Türk vatandaşlarına mülk edinme ve ikamet etme imkanı sağlıyor.
Norveç’in ana kara bölgeleri için oturum izni almak isteyen Türk vatandaşları, Norveç Göçmenlik Dairesi (UDI) tarafından belirlenen koşulları yerine getirmelidir.
İş İzni: Norveç’te bir iş teklifi alan ve burada çalışmaya başlayan kişiler, çalışma izni alarak oturum hakkı elde edebilir.
Eğitim İzni: Norveç’te üniversite eğitimi gören öğrenciler, belirli süreli oturma iznine sahip olabilir ve mezuniyet sonrası çalışma iznine başvurabilir.
Aile Birleşimi: Norveç’te ikamet eden bir aile bireyi veya eş aracılığıyla oturum izni almak mümkündür.
Mülteci veya İnsani Oturum İzni: Norveç, uluslararası koruma statüsü altında belirli koşulları sağlayan bireylere insani oturum hakkı tanıyabilir.
Svalbard bölgesi ise bu genel göç kurallarının dışında tutulmaktadır. Spitsbergen Anlaşması sayesinde, Türk vatandaşları Svalbard’da oturma izni alırken, Norveç’in ana karasındaki göçmenlik yasalarına tabi olmadan burada yaşayabilirler.
Fakat Svalbard’da oturma izni Norveç vatandaşlığına doğrudan hak kazandırmıyor. Burada yaşayan kişiler, Norveç’in sosyal güvenlik sisteminden doğrudan yararlanamazken belirli kamu hizmetlerine erişimde sınırlamalar yaşayabildikleri ifade ediliyor.