Padişahlarla görüşmeyen veli! Şeyh Vefa, Vefa Sultan kimdir?

"Vefa Sultan" dizisiyle adı gündeme gelen Ebu'l-Vefa Hazretlerinin gerçekte kim olduğu merak ediliyor. Vefa semtine adını veren kişi olarak bilinen bu zat, "Şeyh Vefa kimdir" sorusuyla aranıyor. Osmanlı kaynaklarında Şeyh Vefa hakkında anlatılanlara kısaca bakalım.
Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli mutasavvıflarından biri olan ve "Şeyh Vefa" adıyla tanınan Muslihuddîn Mustafa bin Ahmed "Vefa Sultan" ile tekrar gündeme geldi.
Bu zat Osmanlı kaynaklarına göre, Konya'da dünyaya geldi. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1490 yılında hayata gözlerini yumdu. Türbesi, İstanbul’da kendi adını taşıyan Vefa semtinde bulunuyor.
İLİM VE TASAVVUFTA DERİNLEŞEN BİR ALİM
Şeyh Vefa, hem zahirî hem de bâtınî ilimlerde derinleşmiş büyük bir âlim ve mutasavvıftı. İlk eğitimini tamamladıktan sonra Edirne’de Debbağlar Camii İmamı Şeyh Muslihuddîn’in öğrencisi oldu.
Daha sonra hocasının yönlendirmesiyle Abdüllatîf-i Kudsî Hazretlerinin sohbetlerine katıldı ve dinî ilimlerin yanı sıra fen ilimlerinde de derinleşti. Tasavvufta önemli bir mertebeye ulaşan Şeyh Vefa, ilmî birikimiyle dönemin önde gelen şahsiyetlerinden biri haline geldi.
RODOS'TA ESARET VE KAHRAMANOĞLU İBRAHİM BEY'İN MÜDAHALESİ
Hac ibadetini yerine getiren Şeyh Vefa, dönüş yolunda hıristiyan korsanlar tarafından esir alınarak Rodos’a götürüldü. Burada bir süre esaret hayatı yaşadı. Ancak, zamanın kahraman simalarından biri olan Kahramanoğlu İbrahim Bey, fidye ödeyerek onu hürriyete kavuşturdu.
İstanbul’a döndüğünde, günümüzde adını taşıyan Vefa semtine yerleşerek burada ilim ve irşad faaliyetlerine devam etti.
FATİH SULTAN MEHMED İLE GÖRÜŞMEYİ NEDEN REDDETTİ?
Dönemin padişahları da Şeyh Vefa'ya büyük saygı duyuyordu. Ancak Fatih Sultan Mehmed’in kendisiyle görüşme talebini geri çevirdi. Bu durumu üzüntüyle karşılayan padişah, hayal kırıklığıyla geri dönerken, Şeyh Vefa da gözyaşlarını tutamadı.
Yanındakilerin “Neden padişahı kabul etmediniz?” sorusuna ise şu cevabı verdi: "Onun bana olan sevgisi ve benim ona olan ilgim, bizi asıl vazifelerimizden alıkoyabilirdi. Bu dostluk, halkın işlerini aksatabilirdi."
SULTAN II. BAYEZİD İLE YAKIN BAĞ
Fatih Sultan Mehmed’in oğlu Sultan II. Bayezid de Şeyh Vefa’ya büyük hürmet gösterdi. Onun ilmine ve yaşayışına hayran olan padişah, vefatı sırasında cenaze namazına bizzat katıldı. Hatta rivayetlere göre, kefenini açıp yüzünü görmek istediğinde, Şeyh Vefa’nın sağ eliyle yüzünü kapadığı görüldü.
II. Bayezid, kızının nikâhını da Şeyh Vefa’nın kıymasını arzulamış ve bu vesileyle kendisine kırk bin akçe hediye göndermişti. Ancak Şeyh Vefa bu teklifi kabul etmedi ve bu görevin Muhyiddîn Konevî'ye verilmesini önerdi. Bu olay, onun dünya malına olan ilgisizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
ŞEYH VEFA SÖZLERİ
Şeyh Vefa, hikmet dolu sözleriyle tanınırdı. Kendisine, ağır yükler taşıyan bir adamdan bahsedildiğinde şu cevabı verdi:
“Abdest ibriğini taşımak, ondan daha zordur. Çünkü ağır yük taşımakta nefsin hazzı vardır. Ama abdest ibriğini taşımakta, nefse muhalefet etmek gerekir.”
Şeyh Vefa'nın hayatı "Vefa Sultan" dizisinden önce 1994 yılında "Gayret" adıyla İFPAŞ tarafından sinemaya uyarlanmıştı.
VEFATI VE TÜRBESİ
Şeyh Vefa, 1490 yılında, Ramazan ayında vefat etti. Kabri, İstanbul’da Vefa Camii’nin yanında bulunuyor. II. Bayezid tarafından yaptırılan türbesi, günümüzde de ziyaret edilen manevi mekânlardan biri.
Türbenin penceresinde şu beyit yer alıyor:
“Muktedây’ı ehl-i ma’nâ, Müslihuddîn Ebü’l-Vefâ,A’yüri-i uşşâka hâk-i merkadidir Tûtiyâ.”
Bu beyit, onun manevi derinliğini ve takipçileri için ne denli büyük bir rehber olduğunu gözler önüne seriyor.
Eserleriyle Bıraktığı Miras
Şeyh Vefâ, sadece tasavvufî yönüyle değil, kaleme aldığı eserlerle de önemli bir miras bırakmıştır. İşte bilinen bazı eserleri:
Makâm-ı Sülûk: 396 beyitlik manzum bir tasavvuf eseri.
Şâz-ı İrfan: Manzum bir eser.
Evrâd-ı Vefâ: Nesir türünde yazılmış, tasavvufî içerikli bir kitap.
Rûznâme-i Vefâ: Daha sonra Defterdar Ali Çelebi tarafından şerh edilen önemli bir eser.
Astronomi ve astrolojiye dair bilgisi de bulunan Şeyh Vefâ’nın adına Konya ve İstanbul’da cami, medrese, hamam ve türbe inşa edilmiştir. Onun ismi, ilmi ve irfanı Osmanlı kültür hayatında derin izler bırakmıştır.