Sehl bin Abdullah-ı Tüsteri hazretleri, bir gün sohbetinde; - Bir kimsenin kalbinde hakiki îmân varsa, o kişi Rabbine karşı gelip de günah işleyemez, buyurdu. Ve ekledi: - Mesela kul hakkını bilen ve bunu düşünen bir Müslüman, ayağını uzatıp da rahat rahat yatamaz. Şöyle devam etti: - Îmânın, bir sureti vardır, bir de hakikati. Her Müslümanda îmânın sureti bulunur. Nitekim Hak teâlâ Kur'ân-ı kerîminde mealen; (Ey îmân edenler, îmân ediniz!) buyuruyor. Yâni Allahü teâlâ mealen; "Ey îmânın suretini edinen Müslümanlar, farzları yaparak ve haramlardan kaçınarak îmânın hakikatine kavuşunuz!" buyuruyor. SOBAYI GÖRÜNCE Bir gün de sohbetinde; - Kardeşlerim, hakiki îmân eden bir mümin, günah işleyip de Rabbine isyan edemez, buyurdu. Ve ekledi: - Çünkü o, gece gündüz âhiretini düşünür. Sobayı görünce; Cehennem'i hatırlar. Her günahı ateş bilir. Başkası günah işlese, onun kalbi yanar. Ölümü asla unutmaz. İKİ GÜZEL İYİLİK Bir gün de sevdiklerine; - Size, iyiliklerden en güzel iki tanesini söyleyeyim mi? diye sordu. - Seviniriz efendim, dediler. - İyiliklerin birincisi, Allahü teâlâya dosdoğru bir îmân, öbürü, insanlara iyilik etmektir, buyurdu. - Kimlere iyilik edelim hocam? - Önce anneye, babaya ve hocaya. Sonra aile efradına, akrabaya, arkadaşlara, daha sonra da yakından uzağa doğdu herkese. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com