Haset ediyordu, ama...

A -
A +

Seyyid Ahmed Bedevi "rahime-hullahü teâlâ" zamanında bir Müslüman, her nedense su-i zanda bulunurdu bu büyük velîye. İnsanlar Ona ilgi gösterdikçe huzuru kaçardı hasedinden. Hele Onun doğum ve vefat tarihlerinde tertiplenen mevlid cemiyetlerinde iyice huzursuz olur, düşmanlığından yalan ve iftiralarla kötülemeye çalışırdı kendisini. Gerçi Müslümandı. İlmi de vardı. Ama hasedinden yapıyordu bütün bunları. Tâ ki silleyi yiyene kadar! Nitekim bu kötü davranışları yüzünden gadabına uğradı bu zâtın. Bütün ilimler, hâfızasından silindi. En basit şeyleri de bilemez oldu. Dünyası kararmıştı sanki. Zira çocukların bildiği şeyleri bile bilemez hâle gelmişti. Hatta kendi adını bile unutmuştu. İşte o zaman anladı hatâsını. Kendi kendine; "Ey ahmak nefsim! Büyük zatlarda hatâ kusur aramak Müslümana yakışır mı? Böyle büyük bir insan dünyaya az gelmişken, sen nasıl böyle bir zâta su-i zan edersin. Sana yazıklar olsun!" dedi. Ve geldi mübarek türbesine. Orada edeble diz çöküp; - Efendim! Bendeniz, utanmadan size su-i zan ettim. Ama şimdi çok pişmanım. Himmet buyurun da kurtulayım bu kötü halden, diye yalvardı. O anda bir nida duydu kabirden. - Ey kişi! Bu hâlden kurtulursun, ama bir şartla! diyordu. Sevinçle sordu adam: - Nedir o şart efendim? - Bir daha yapmayacaksın. Bunu işitince; - Peki efendim, söz, bir daha yapmayacağım, diye fısıldadı. O anda kurtuldu o hâlinden. Unuttuğu bilgiler geri geldi hâfızasına. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com