Zamanın vâlisi, memurlarını gönderip huzuruna çağırttı Said bin Cübeyr hazretlerini. Memurlar geldiğinde, o namaz kılıyordu. Bitirince; - Niçin geldiniz? diye sordu. - Vâlimizin emridir. Seni ona götüreceğiz, dediler. Hiç itiraz etmeden, - Peki gidelim, buyurdu. Ve çıktılar yola. Bir müddet sonra bir kiliseye rastladılar. Kilisenin rahibi; - İçeri giriniz, dedi. Memurlar girdi, ama İbni Cübeyr hazretleri girmedi. Rahip seslendi Ona: - Ey Said, sen niçin girmiyorsun? - Ben Müslümanım. Kâfir kilisesinde Müslümanın ne işi var? - Ama dışarıda yırtıcı hayvanlar dolaşıyor. İçeri girmezsen, seni parçalarlar. - Rabbim beni korur. Zira onlar da Rabbimin bir mahlûkudur. Rahip öbürlerine dönüp; - Siz girin ve vahşi hayvanlara karşı oklarınızı gerip, bu zâtı bekleyin, dedi. Onlar kiliseye girip, gece boyu İbni Cübeyr hazretlerini gözlediler. Baktılar ki, hakikaten birçok vahşi hayvan gelip, İbni Cübeyr hazretlerinin yakınında durdular. Sonra daha yaklaşıp, uslu uslu oturdular. Hiçbir şey yapmadılar bu Allah adamı'na. Rahip bunu görünce; - Aman yâ Rabbî! Ne acayip şey. Ben ömrümde böyle bir şey görmedim. Demek ki yeryüzünde böyle büyük zatlar varmış, demekten kendini alamadı. Ve Şehâdet getirip Müslüman oldu. Ertesi gün yola devam edip, zâlim vâliye teslim ettiler bu Hak dostu'nu. Hiç suçu yokken hapsetti. Ardından da katlettirdi bu büyük velîyi. Kesik başı, kelime-i tevhidi söylüyordu... www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com