Abdullah-ı Dehlevî "rahmetullahi aleyh"

A -
A +

Buyurdu ki... "Abdullah-ı Dehlevî", devrinin bir tânesi. İnsanları ateşten kurtarmaktı gâyesi. Çok mektuplar yazarak devrin insanlarına, Sevk etti hep onları, bu "Kurtuluş yolu"na. Birisine yazdığı mektupta buyurdu ki: (Gafletle yaşıyoruz, öleceğiz halbuki. Hep "günâh işlemek"le geçiyor günlerimiz. Karardı isyân ile, amel defterlerimiz. Dedikodu, iftirâ, yalan, gıybet, sû-i zan. Gece gün, Rabbimize eyledik günâh, isyân. Hep noksan ve kusurlu her ibâdetimiz de. Bu bozuk hâlimizi, görüyor Rabbimiz de. Gerçi her gün, beş vakit namâzı kılıyoruz. Lâkin her edebine dikkat edemiyoruz. Oruç da tutuyoruz her sene Ramazan'da. Ve lâkin karşımıza çıkar mı ki "Mîzân"da? Mü'minin, kıymetlidir ömründeki her ânı. Mâlâya'nî şeylere harcıyoruz zamanı. Hep gafletle geçiyor, bu sayılı nefesler. Ve lâkin bunun sonu, pişmânlıktır ve keder. Binlerce teessüfler olsun ki hâlimize, Ne yüzle gideceğiz ölünce Rabbimize? Bu cihân bahçesine, "Gül" için geldik, fakat, Hep "Diken" toplamakla ömrümüz geçti, heyhât! Çok yazıklar olsun ki, sıhhat verdi Rabbimiz. Ve lâkin kıymetini bilmedik onun da biz. İki büyük nîmet ki, "Resûlullah" ve "Kur'ân". Bunların da şükrünü, âciz olduk îfâdan. Her türlü nîmetleri verdi de Hak teâlâ, Yine, gaflet içinde yaşıyoruz biz hâlâ. Böyle günâh içinde bitince bu ömrümüz, Yarın kabûl görür mü, bahâne ve özrümüz? "Rahmeti, gadabını aşmıştır"ki Allahın, İşte tek ümîdimiz, mahşerde budur yarın. Sırf Onun ihsânına güveniyoruz ancak. Zîrâ yoktur yüzümüz, huzûruna varacak. "Ölüm", başucumuzda, yaklaştı hem de "Ecel". Lâkin işleyemedik işe yarar bir amel. Allahın dîdârına kavuşurken iyiler, Hesaptan kurtulamaz o gün bizim gibiler. "Elli bin sene" süren müthiş "Hesap günü"nde, Bekleriz, çok mahcûb ve başlarımız önünde. İyi düşünelim ki, olacak hepsi bunlar. Kurtulur o gün ancak, aklını kullananlar. Pişmân olmamak için, yarın "rûz-u mahşer"de, Dinde, kılı kırk yarmak îcâb eder bu yerde. Allahın rızâsına muhâlif iş yapanlar, Yarın "Hesap günü"nde, çok pişmân olacaklar.)