Ahmed Yesevî / Muhabbet ve ihlâsla...

A -
A +

"Ahmed-i Yesevî"nin birçok talebeleri, Vardı ki, birbirine çoktu muhabbetleri. "Yesevîyye yolu"nda ilerliyen kimseler, Taşırlardı müşterek bâzı husûsiyetler. Çok üstün bilirlerdi kendi "rehber"lerini. Severek yaparlardı, o zâtın her emrini. Hepsi de, "üstâd"ını seviyordu pek fazla. Ona bağlanmışlardı, muhabbet ve ihlâsla. Yiyip içseler bile emriyle o kişinin, O yolda yükselmeye, sebepti onlar için. Emirsiz, çok ibâdet yapsalardı da hattâ, Fâide görmezlerdi yine mâneviyâtta. Çünkü "Teslîmiyyet"ti o yolda esas olan. Bir şey kazanamazdı üstâdına uymıyan. Her işte, talebeler dikkat ederdi ki hep, "Üstâdımız, bu bâbda ne düşünüyor acep?" Anlayınca üstâdın o işte murâdını, Her biri, ona göre atardı adımını. Onun her yaptığını, bilirler "doğru, iyi". Buna bağlı bilirler o yolda yükselmeyi. Herhangi bir işini, beğenmiyen talebe, Yesevîyye yolunda bulamazdı mertebe. "Onu üzmek", o yolda pek çok tehlikelidir. Dünyâ ve âhirette felâkete sebeptir. Çünkü inanırlar ki, incinirse o eğer, İncinir o kimseye, "bir önceki velîler". Resûlullaha kadar, "yüzlerce velî" dahî, Onu üzen kimseye, incinir bizâtihi. "Allahü teâlâ" da, incinir ona hattâ. Çok dikkatli olurlar onun için bu bâbta. Zâten hiçbir kimseye, hattâ hayvana bile, Zarar vermek, o yolda yasaktır bile bile. Üstâdın büyüklüğü hakkında şüphe eden, Feyzinden mahrum olup, yükselemez kat'iyyen. Yeseviyye yolunda bulunan talebeler, Ona teslîm olur ve çok muhabbet ederler. Emir telâkkî edip bir tek işâretini, Hepsi yarış ederler, yapmak için emrini. Her fedâkârlığı da, yaparlar o iş için. Çünkü "Onun rızâsı", esâsıdır bu işin. Onun sevdiklerine, ederler çok muhabbet. Sevmedikleri ile, edemezler hiç ülfet. Birbirlerini dahî, severler pek ziyâde. Üstâddan, ancak böyle ederler istifâde. O yolda çok mühimdir, üstâda karşı "edeb". Her talebe, evvelâ buna dikkat eder hep. Kim çok edebli ise, "Söz dinliyorsa" yâni, Onun yükselmesine kalmaz başka bir mâni.