Ahmet Mekkî Efendi "rahmetullahi aleyh"

A -
A +

"Ahmet Mekki Efendi", büyük âlim ve velî, Sözleri, herkes için olurdu faideli. Bir gün "Ölüm" hakkında kendisinden sordular, Cevabında şöyle bir îzahta bulundular: Peygamber Efendimiz hadîsi şerîfinde, Buyurdu ki: (Bir "Mü'min" vefat eylediğinde, Yerde ve gökte olan sayısız çok melekler, Onun için çok tövbe ve istiğfar ederler. Melekler, o ruh ile yükselirken göklere, Bütün gök kapıları açılır birden bire. Sonra Rabbil izzete varır ve arz ederler, (Filân kulun rûhunu getirdik şimdi) derler. Hak teâlâ buyurur: (Götürün onu geri, Gösterin vâdettiğim sayısız ni'metleri.) Döndürürler kabrine bir anda kendisini, Dağılan cemaatin duyar ayak sesini. Sonra sual ederler ona "Münker" ve "Nekir", Bi iznillah hepsine, dosdoğru cevap verir. O an nurlu birini görüverir önünde, Böyle "Güzel" bir kişi görmemiştir ömründe. Der ki: (Sen kimsin acep, çok sevdi rûhum seni, Görmedim senden güzel, sevimli birisini.) O der: (Senin yaptığın ihlâslı amellerim, Geldim, sonsuz cenneti sana müjdeliyeyim.) O an kabri genişler, bir "Harman yeri" kadar, Cennet kokularıyla bir anda kabri dolar. Kabrine bir "Pencere" açılarak cennetten, Cennet yaygılarıyla döşenir içi hemen. O der ki: (Yâ ilâhî, bu ne ni'met, seadet, Cennete girmem için, çabuk kopsa kıyamet.) Ölen, "Kâfir" biriyse, yer ve gökte melekler, O ruhtan iğrenir ve ona lâ'net ederler. Cümle gök kapıları kapanırlar yüzüne, Ve râzı olmazlar ki yükselsin gökyüzüne. Hak teâlâ buyurur: (Onu geri çevirin, Ona da, vâdettiğim azabı haber verin.) Döndürürler kabrine bir anda kendisini, Dağılan cemaatin duyar ayak sesini. Münker ile Nekire veremez doğru cevap, Onlar dahî derler ki: (Hak oldu sana azab.) O anda pis kokulu, çok "Çirkin" biri gelir, O, onu görür görmez, fecî halde iğrenir. Der ki: (Sen nerden çıktın ve dikildin önümde? Görmedim senden çirkin bir kişi ben ömrümde.) O der: (Senin dünyada yaptığın amellerim, Geldim "Sonsuz azab"ı sana haber vereyim.) Sonra da azab ile vazifeli bir melek, Azab eder o kula, kıyamet gününe dek.