Şaban-ı Velî hazretleri "rahime-hullahü teâlâ" zamanında birinin, bir kimseye borcu vardı. O günün parasıyla, beşyüz akçe. Bir türlü ödeyemiyordu. Ama alacaklı bu. Bekler mi? Sıkıştırıyordu zavallıyı. Bir gün yine gelip istediğinde; - Biraz mühlet ver, diye yalvardı. Ancak mühlet vermeyince, koştu bir velînin türbesine. - Yâ Rabbî, bu velî hürmetine, bana borcum kadar akçe gönder, diye yalvardı. Dönüşte, Şaban-ı Velî hazretlerini hatırladı. Ve koştu bu zatın evine. - Selâmün aleyküm hocam. - Aleyküm selâm evlat. Hoş geldin. Daha o bir şey söylemeden büyük velî minderini gösterip; - Bunun altındakileri al! buyurdu. Adamcağız minderin ucunu kaldırdı. Altında bir miktar para vardı. Utana sıkıla biraz aldı. Ama onun, beşyüz akçeye ihtiyacı vardı. "Bunlar yetmez" diye düşünürken, büyük zat; - Sıkılma evlat, buyurdu. Ne varsa al! Adam biraz daha aldı. Ama yine hepsini alamadı. Şaban-ı Velî hazretleri; - Onlar senindir, buyurdu. Hepsini al! - Başüstüne efendim, dedi. Ve aldı hepsini. O zaman Şaban-ı Velî hazretleri, kaldırdı ellerini. - Yâ Rabbî! Bu kulunu bir daha darda koyma! diye yalvardı. Adamcağız "Amin" dedi içten. Uçuyordu sevinçten Zira işi görülmüştü. Para'yı ve Dua'yı alıp sevinçle eve döndü. İyi de, bu para, borcunu ödemeye yetecek miydi? Acele saydı, şaşırıp kaldı. Zira tamı tamına borcu kadardı. Koşarak gitti alacaklısına. Borcunu ödeyip, şükretti Mevlasına... www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com