"Ali Sezer beni yıkar!"

A -
A +

Ahmet Mekkî Efendi'nin vefâtından bir hafta önce, muhterem hanımları, banyoyu yakıp; - Banyo yapar mısınız? diye sormuş bu büyük velîye. Cevâben; - Lüzum yok, buyurmuş mübarek. Yakında Ali Sezer beni yıkar. Ali Sezer, Kadıköy'de bir câmide imam. Ama ilim sâhibi bir imam. Hâlen hayatta. Bu mübarek zattan yıllarca okumuş, ilminden çok istifade etmişti. En sevdiği talebesiydi mübareğin. Gerçekten de lüzum yokmuş banyo almasına. Bir hafta sonra vefât etti çünkü. Cenazesini, Ali Sezer hoca yıkadı. Namazını da o kıldırdı. Doktor getirmeyin! Yine vefâtından birkaç gün evvel, ev halkına; - Hasta olursam, doktor getirmeyin! buyurmuş mübarek. Birkaç gün sonra bir sabah kahvaltı yaparken, çay bardağı düşmüş elinden. Kalkıp giyinmek isterken yere yıkılmış bu defâ. Kaldırıp yatağına yatırmışlar. Oğlu merhum Medenî Bey'in içi rahat etmedi. Gidip doktor getirdi. Ama nâfile. Çünkü doktor muayene edip; - Beyin kanaması, dedi. Ümit yok. Öğlen vakti vefât etti. Yıl 1967, Eylül'ün altısıydı. Edirnekapı Kabristanına defnedildi. Dört yıl geçti aradan. Çevre yolu, bu kabristandan geçeceği için Ahmet Mekkî Efendi'nin kabri, buradan alınıp Ankara'da, Bağlum nâhiyesine nakledilecekti. Kabir açıldı. Hiç çürümemiş olduğu görüldü. Sanki yeni defnedilmiş gibi, taptaze duruyordu. Şehitlerin vücudunu toprak çürütmezmiş. O da bir dakîkasını boşa geçirmez, insanlara bir şeyler öğretmek için çırpınırdı âdeta. Ben şahidim. İslâm âlimleri; "Gece gündüz İslâma hizmeti düşünen kimse, yatağında ölse bile şehittir" buyuruyorlar. Bu büyük velî gibi... E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com