Allah kulunu severse...

A -
A +

Yemen'de yetişen velîlerden Şeyh Hubeyşî hazretlerine, bir gün sordular: - Efendim, Allahın bir kimseyi sevdiğinin alâmeti nedir? Buyurdu ki: - Allahü teâlâ bir kulunu severse, ona iki şey nasîb eder. Birincisi, sevdiği bir kulunu, mesela bir İslâm âlimini, bir evliyâ zâtı, bir Allah adamını tanıtır ona. - Öbürü nedir efendim? - Ona hayırlı bir iş nasîb eder. Ve îzah etti bunları: - Yâni o kimse, o Allah adamından dînini doğru olarak öğrenir ve bu öğrendiklerini eşine dostuna ve sözünün geçtiği kimselere öğretir. İnsanların dinlerine ve dünyalarına hizmet eder. - Daha çok severse hocam? - Daha çok severse, ona derd-ü belâ verir. Sıkıntı gönderir. Dünyada en güzel şey Bir gün de; - Dünyâda en güzel şey nedir? diye sordular bu zâta. - Dünyâya düşkün olmamaktır, buyurdu. - En kıymetli maden nedir? - Altın. - Peki altından kıymetli olan nedir? - Onu, bir ihtiyacı olana vermektir. Müslüman kıymetlidir Bir gün de buyurdu ki: - Müslüman, çok kıymetlidir. Dünyâya bedeldir o. Müslümanın yüzüne bakmak ibâdettir. - İbâdet mi? dediler. - Evet, buyurdu. Müminin yüzüne sevgiyle bakana, cenâb-ı Hak "yüz umre sevabı" verir. - Hikmeti ne hocam? - Çünkü Müslüman, Allahın dostudur. Hâlis Müslümana, gökteki melekler bile imrenerek bakarlar. Duam kabul olmuyor! Bir gün de sordu bir genç: - Hocam, duâlarımın kabul olması için ne yapayım? Cevap olarak ağzını gösterdi mübarek. Genç bir şey anlamadı bundan. - Özür dilerim, anlamadım efendim. Buyurdu ki: - Ağzına girene ve ağzından çıkana dikkat et evlâdım! Bütün iş bundadır. - Nasıl yâni hocam? - Yânisi şu ki, haram yeme ve haram konuşma evlâdım. Ancak böyle bir ağızla yapılan duâları kabul eder Allahü teâlâ. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com