Hazret-i Ömer "radıyallahü anh" halîfe olunca, Eshâb-ı kirâm maaş tâyin ettiler. "Bu ücret fazla!" dedi kabul etmedi. Yarısında anlaştılar. Daha sonra arttırmak istedilerse de, bunu ona söylemek yürek isterdi. İki sahâbî bunu göze alıp giderken hazret-i Osmân onları gördü. Ve durup sordu: "Böyle nereye?" "Halîfeye gidiyoruz, maaşını arttıralım diye teklîf edeceğiz". "Bence gitmeyin!" "Niçin gitmiyelim?" Çünkü kabul etmez. Üstelik de sinirlenip size kızar. Ama kızı Hafsa'ya söylerseniz belki Onu kırmaz" buyurdu. Onlar o zaman; "Peki" dediler. Ve doğruca hazret-i Hafsa'ya gittiler. Durumu anlatıp; "Bizim gönderdiğimizi söyleme" dediler. Hazret-i Hafsa babasına gidip arz etti meseleyi. Ama korkulan oldu. Hem kabul etmedi. Hem de celâllendi. Ve hazret-i Hafsa'ya dönüp; "Kızım seni bana kim gönderdi?" diye gürledi. Hazret-i Hafsa sesi titreyerek; "Söyleyemem babacığım, söz verdim" dedi. "Peki Allah için söyle kızım. O Serverin kaç tâne elbisesi vardı?" "Sâdece iki kat." "Yemeği neydi?" "Arpa ekmeği." "Yaygısı neydi?" "Kaba kumaştan bir yaygımız vardı. Kışın yorganımızdı, yazın minderimiz." Hazret-i Ömer o vakit kızına; "Ey kızım, Resûlullahın yaşayışı böyle iken, başka türlü yaşamak Ömer'e yakışır mı? Git söyle onlara. Bir daha böyle şeyler için seni bana göndermesinler!" buyurdu. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com