Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri bütün ilimleri bitirince Resûlullah Efendimizi gördü rüyasında. Efendimiz aleyhisselâm Onun ağzını mübarek eliyle sıvazlayıp; - Ey oğlum, Allah'ın kullarını hikmetli sözlerinle irşad et! buyurdu. Bu emir üzerine sohbete başladı. Bir gün bir yerden geçerken, iki kimseyi, münakaşa ederken gördü. Biri hıristiyan, öteki Müslümandı. Onlara yaklaşıp; - Niçin münakaşa edersiniz? diye sordu. Müslüman arz etti: - Efendim, bu kimse; "Bizim Peygamberimiz, sizinkinden üstündür" diyor. Ben ise; "Bizim Peygamberimiz daha üstündür" diyorum. Mübarek zât, hıristiyana döndü: - Sen bu iddianı nasıl isbat edeceksin? - Bizim Peygamberimiz ölüyü diriltirdi, onun için o daha üstündür. - Ey kişi, ben peygamber değilim. Sadece o Resûl'ün ümmetinden biriyim. Ben ölüyü diriltirsem, Müslüman olur musun? - Diriltirsen, olurum. - Öyleyse çok eski bir kabir göster bana. Yakındaki kabristana gittiler. Hıristiyan çok eski bir kabir gösterip; - İşte şu mesela, dedi. Büyük Velî, o kabrin başına gelip; - Burada yatan, şarkıcı bir kadındır. İstersen şarkı söylerken dirilteyim, buyurdu. - Tamam, şarkı söyleyerek dirilsin. Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri o mezara hitâben; - Allah'ın izniyle kalk! diye seslendi. O anda, kabir boydan boya yarıldı ve bir kadın doğruldu kabir içinden. Hem de şarkı söyleyerek. Bir müddet öyle kalıp, kabre girdi tekrar. Adam, bunu görünce, kelime-i şehâdet getirip, müslüman oldu. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com