Rebî'a bin Ebî Abdurrahmân hazretleri "rahmetullahe aleyh" Tâbiîn devrinin büyük hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. Babası Ferrûh, Horasan tarafına gazâya giderken hâmile olan hanımına üçbin dinar verdi ve helâlleşip yola çıktı ve yirmiyedi sene sonra eve döndü. At üstündeydi. Ve mızraklıydı. Atından inip, mızrağıyla kapıya vurdu. Kapı açılıp da karşısında yakışıklı bir delikanlıyı görünce fecî halde sinirlenip; "Sen kimsin, evimde ne arıyorsun?" diye çıkıştı. Halbuki kendi oğlu Rebî'a idi. Rebî'a da kızdı: "Sen kimsin?" Tam kavgaya tutuşacaklardı ki, komşuları yetişip ayırdılar. Meselenin halli için zamanın meşhûr âlimi Mâlik bin Enes hazretlerine başvurdular. Hazreti Mâlik; "Ey pîr-i fânî, senin bu evde ne işin var?" diye sordu. Ferruh sinirliydi. Ve cevâbında; "Ben Ferrûh'um, bu ev de benim" dedi. Hanımı Onu tanıyıp; "Bu, zevcim Ferrûh'tur. Rebî'a da o gazâda iken doğan oğlumuzdur" dedi. Baba oğul sarılıp ağlaştılar. Sonra Rebîa Mescid-i Nebevî'ye gidip, her gün vermekte olduğu dersine başladı. Mâlik bin Enes. Hasan bin Zeyd. Ve Medîne-i münevverenin ileri gelenleri Onun dersini pürdikkat dinliyordu ki, babası Ferruh çıkageldi. Yaklaşıp, sessizce bir yere oturup dinlemeye başladı. Ancak oğlunu tanıyamayıp, oradakilere; "Bu kimdir?" dedi. "Oğlundur" dediler. Çok sevinip doğruca eve gitti ve zevcesine; "Oğlunu, hiçbir âlimde görmediğim, çok iyi bir hâlde gördüm" dedi. Zevcesi de; "Evet, Allahü teâlâ bize böyle sâlih bir oğul nasîb etti" diyerek, ikisi de hamdettiler... > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com