Behaeddin-i Buhari hazretleri, bir gün bazı talebeleriyle bir yolculuğa çıkmışlardı. Yolda bir ırmağa rastladılar. Dinlenmek için su kenarında oturdular. Su, şarıltılı ve heybetli akıyordu. Görünüşe bakılırsa, derindi de. Büyük veli, Emir Hüseyin adlı talebesine; - Hüseyin! Kalk ve atla şu suya! diye seslendi. Emir Hüseyin hiç tereddüt etmeden; - Peki efendim, dedi. Ve kalkıp atladı o suya. Diğer talebeleri korkuya düştüler. Zira Emir Hüseyin kaybolmuştu azgın suyun içinde. Bir müddet zaman geçti. Behaeddin-i Buhari hazretleri; - Ey Hüseyin! Sudan çık da gel! diye seslendi. Emir Hüseyin anında çıktı sudan. Ve gelip oturdu hocasının huzurunda. Üzeri kupkuruydu. Sanki hiç girmemişti suya. Behaeddini-i Buhari hazretleri sordu: - Suya atladığında ne gördün evladım? - Efendim, suya girince, kendimi bir odada buldum. Gayet güzel döşenmiş, inci ve yakutlarla süslenmişti içi. Ama etrafıma bakıp, hiç "kapı" olmadığını gördüm hayretle. Kendi kendime; "Buradan nasıl çıkabilirim?" diye düşünürken sizi fark ettim yanımda. Bana bir kapı gösterip; - İşte kapı burada, buyurdunuz. Halbuki az önce kapı yoktu orada. Açtığınız kapıdan, dışarı çıktım. Ve sizin huzurunuzda buldum kendimi. AHİRETTE FAYDASI VARSA... Bir gün de bu zata; - Efendim, başarı nedir? diye sordular. Cevaben; - Başarı, ahirette faydası olacak şeylerdir, buyurdu. Ve izah etti: - Kendisini Cehennemde yanmaktan kurtaramayan bir kimse, bütün dünyaya malik olsa bile, ne kıymeti vardır ki? ölünce, "Cehennem"de yanacaktır. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com