Ebû Bekr-i Sûsî hazretleri, bir gün, talebesiyle sohbet ediyordu ki, dergâhtan içeri bir genç girdi. Elbisesi kir pas içinde, üstelik "Sarhoş"tu. Ayakta duramıyordu. Talebeler tiksindiler ondan. O genç, nihayet bir kenara yığılıp kaldı. Büyük velî, derse ara verip; - Evlâtlarım, onu böyle görünce, hakkında kötü düşünmeyin! buyurdu. O da sizin gibi Allahın bir kuludur. Ve ekledi: - Hâlis tövbe ederse, sizden yakın olur Allaha. Belki de o, bu yola sizden daha ehildir. Başını önüne eğdi. Biraz tefekkür ettikten sonra; - Bana öyle geliyor ki, gün gelir, bu genç benim bu yerimde insanlara nasîhat eder, buyurdu. Ve emretti talebeye: - Haydi, şimdi onu incitmeden götürüp, yatırın bir yatağa! Talebeler; - Başüstüne! deyip, emri yerine getirdiler. Az sonra genç kendine geldi. Etrafına bakınıp sordu merakla: - Ben neredeyim? Çocuklar cevap verdiler: - Burası bir dergâh. - Yaa, kim getirdi beni buraya? - Hocamızın emriyle biz getirdik - Hocanız kim sizin? - Ebû Bekr-i Sûsî hazretleri. Genç bu ismi duyunca, birden toparlanıp edeble diz çöktü. Çocuklar, hocalarının kendisi hakkında buyurduklarını naklettiler kendisine. O, bunları duyunca, kalbi değişti birden. Bütün kötü fiillerine pişmanlık duydu. Hücrelerine kadar nedâmet ateşiyle yandı tutuştu. Günahlarına tövbe edip, mâneviyatta yükselmeye başladı. Öyle dönüş yaptı ki, kısa zaman içinde zirvelere yükseldi. Ebû Bekr-i Sûsî'nin bir numaralı talebesi oldu. Sarhoş olarak ve bilmeden girdiği bu dergâhtan, "büyük âlim" olarak çıktı. Bir müddet sonra Ebû Bekr-i Sûsî vefat edince, Onun yerine bu geçip, halkı irşâd etmeye başladı. Evet, büyükler; "Evliyânın sözünde Rabbânî tesir vardır" buyurmuşlardır. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com