Bir gün, Ebüdderdâ hazretlerinin ziyaretine bir genç gelip; - Efendim, sizden bir hadîs-i şerif öğrenmeye geldim, dedi. - Ne için öğreneceksin hadîsi? - Amel etmek ve başkalarına da öğretmek için efendim. - Pekâlâ, buyurup; "Bir kimse, sırf dînini öğrenmek ve başkalarına da öğretmek için birkaç adım yürürse, melekler, onun ayakları altına kanat gerer ve onun için duâ ve istiğfar ederler" hadîs-i şerifini nakletti. FİLANDAN DÂVÂCIYIM Bir genç de bu zatın huzuruna gelerek; - Efendim, ben filândan dâvâcıyım, dedi. - Niçin dâvâcısın? - Dişimi kırdı. Gence sevgiyle bakıp; - Onu affet evlâdım, buyurdu. - Hayır, aslâ affetmem. - Ama Peygamber Efendimiz; "Birinden zarar gören kimse onu affederse, Allahü teâlâ da onu affeder" buyuruyor. Gencin fikri değişti ve; - Öyleyse affettim, dedi. GIYBET HARAMDIR Yine birinin arkasından konuşup gıybetini yapıyorlardı ki, Ebüdderdâ hazretleri; - Gıybet haramdır, vazgeçin! diye ikaz etti. Ama vazgeçmediler. Bu defa sordu onlara: - O kişi bir kuyuya düşse, ne yaparsınız? - Koşup kurtarırız hemen. - Ateşte yandığını görseniz? - Canımız pahasına kurtarırız. - Peki, niye gıybetini yapıyorsunuz öyleyse? O zaman vazgeçtiler. KENDİNİZİ ÖLMÜŞ BİLİN! Bir gün de bâzı gençlere; - Kendinizi ölmüş bilin. Zîra ölüm muhakkaktır, buyurdu. Ve ekledi: - Ölümden sonra olacakları bilseydiniz, hiçbir şeyi severek yiyemez, isteyerek su içemezdiniz.