"Bana da yeni elbise al!"

A -
A +

Hazret-i Ömer radıyallahü anh, halîfe iken bile fakîr olup, elinde para bulunmazdı pek. Nitekim bir bayram gelmişti. Eshabtan çokları, çocuklarına bayramlık "yeni elbiseler" almışken, o alamamıştı. Bayram sabahı, arkadaşları neşeliyken, onun oğlu mahzundu. Çocuk, bu üzüntüyle koştu babasına: - Babacığım! Bana da yeni elbise al. Arkadaşlarıma hep alınmış. - Alırım evlâdım, ama paramız yok. Çocuk, bu menfi cevaptan daha bir mahzun oldu. Yeni elbisesi olmadığı gibi, üstündeki de "yamalı"ydı. Öbür çocuklar, etrafına toplanıp alaya aldılar zavallıyı. Çocuk değil mi? Gücüne gitti tabii. Ağlayarak koştu yine babasına. Hazret-i Ömer onu böyle görünce sordu: - Oğlum niçin ağlıyorsun? - Benimle alay ediyorlar babacığım. - Niye alay ediyorlarmış bakayım? - Elbisem yamalı diye. Hazret-i Ömer de çok üzülmüştü. Çâresiz beytülmal memurunu çağırdı huzuruna. Durumu anlatıp ricâ etti: - Bana, maaşıma mahsuben biraz avans verir misin? Memur şaşırdı: - Bu ayki maaşınızı almadınız mı efendim? - Aldım. Ben, gelecek ayın maaşından istiyorum. - Bana imzalı bir "kâğıt" verirseniz olur efendim, veririm. - Tamam, nasıl bir kâğıt istiyorsun? - Bir ay daha yaşayacağınıza dair bir "Senet" efendim. Bana, bu hususta bir imza verirseniz derhal takdim ederim avansınızı. - Böyle bir imza veremem. - Özür dilerim efendim. Ben de avans veremem öyleyse. Halîfe, memuruna hak vermiş, hattâ takdir etmişti bu hareketini. Üzgün üzgün döndü oğluna: - Görüyorsun yavrum, memur amca para vermiyor. Verseydi, alırdım senin istediğini. Bunun üzerine çocuk kesti ağlamayı. Ama bu defa Halîfe ağlıyordu. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com