"Beni hâtırından çıkarma!"

A -
A +

Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin genç bir talebesi vardı ki, bu zâtı çok seviyordu. Büyük velî, bu talebesine; - Her zaman beni yâd et, hâtırından çıkarma, buyurmuştu. O talebe şöyle anlatıyor: Bu emirle hocamı unutmamaya çalışırdım. Bir sene, babamla hac yoluna çıkmış ve Hirat'a ulaşmıştık. Orada iken bir ara unuttum hocamı. Unutmamla birlikte, bendeki bütün güzel haller ve mânevî hasletler gitti. Kendimi, kupkuru bir odun gibi hissettim. Ne aşk kalmıştı ne de muhabbet. Babam farkına varıp; - İstersen seni başka bir velîye götüreyim, dedi. - Hayır, bu hâl benim kusurumdan oldu, dedim. - Ne kusuru oğlum? - Ben hocamdan gâfil oldum. Bu yüzden bunlar oldu. Haccı eda edip dönünce, hocamın huzûruna vardım. Beni görür görmez; - Ey oğlum! Hirat'ta beni unuttuğun için üzülme. Çünkü biz kasıtsız yapılan kusurları görmeyiz. Ama dostu unutmak, dostluğa sığar mı evladım? Seven, sevdiğini unutur mu? buyurdu. Ve ekledi: - O velîye gitseydin, hiç faydası olmazdı. Çünkü sen, bu menbadan feyz alıyorsun. Benim talebelerim, sanki benim oğlumdur. Başkasının, onlara tasarruf haddi yoktur. ALTMIŞ YAŞINI DOLDURAN Bir gün, sevdiklerinden biri; - Efendim, ben şehit olmayı çok istiyorum, dedi. Acabâ nasîb olur mu? Cevâben; - Üzülme, buyurdu. Namazını kılan ve altmış yaşını geçen bir Müslüman, şehit olarak ölür. - Ya hanımlar efendim? - Hanımlar için yaş haddi yoktur. Namazını kılan, tesettüre riayet eden ve iffetini koruyan bir hanım, hangi yaşta ölürse ölsün, şehittir. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com