Eşrefzâde Rûmî hazretleri anlatır:
Evliyâdan biri vefat etmiş.
Melekler, suâl için gelmişler.
Büyük velî sormuş onlara:
“Beni suâle mi çekeceksiniz?”
“Evet.”
“Ama bir hadîs-i şerîf var.”
“Nedir o?”
“Saçını, sakalını İslâm’da ağartan bir kimseye suâl sormaktan, Allahü teâlâ hayâ eder.”
Melekler tasdîk etmiş.
O, suâl etmiş ki:
“Beni suâle çekecek misiniz?”
Melekler;
“Hayır, gidiyoruz” demişler.
Ve geri gitmişler.
● ● ●
Bu zât, bir gün sohbetinde;
“Kardeşlerim, zekât vermek farz olduğu için, bir altın lira zekât vermek, dağlar ağırlığında altınları sadaka vermekten
daha iyidir” buyurdu.
Ve ekledi:
Hadîs-i şerîfte; “Bir insanın boş, yâni mâlâyânî ile vakit geçirmesi, Hak teâlânın, onu sevmediğinin alâmetidir” buyuruldu.
Dinleyenler sordular:
“Mâlâyânî nedir efendim?”
Cevâbında;
“Mâlâyânî, faydasız iş demektir. Bir farzı yapmayıp, bunun yerine nâfile ibâdet yapmak, mâlâyânî ile vakit geçirmek olur” buyurdu.