Peygamber Efendimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) doğduğu tarihlerde görülmemiş bir kıtlık vardı Benî Sa'd kabilesinde. Açlık, Halîme Hatun'u da bezdirmişti hayatından. Ama o, hiç sızlanmadı. Daima şükretti. *** Bir gece rüyasında birisi buz gibi su verdi kendisine. İçip ferahladı. O kişi sordu: "Beni tanıdın mı ey Halîme?" "Tanımadım" deyince; "Ben, senin, sıkıntılı anlarda ettiğin şükürler'im. Acele Mekke'ye git. Orada bir nur'u evlat edineceksin!" dedi. *** O anda uyandı. Karnı tok, bedeni dinçti. Kabilenin genç hanımları bir hazırlık içindeydi o gün. Sordu onlara: "Nereye gidiyorsunuz?" "Mekke'ye" dediler. "İyi ama niçin?" "Bebek almaya." "Ben de geliyorum" dedi. Ve katıldı kafileye. *** Gaibden bir ses; "Ey Halîme! O nur'u emzirmek sana nasib olacak!" diyordu. Ancak o, gerilerde kalmıştı. Önce gidenler varlıklı ailelerden birer çocuk almışlardı bile. O ara yaşlı biri; "Çocuk almayan kaldı mı?" diye seslendi. Bir ümitle koşup; "Ben almadım" dedi. Yaşlı zat, ona "Ey kızım! Benim bir torunum var. Yetim diye kimse almadı. Sen alır mısın?" diye sordu. (Devamı yarın) > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com