Bereketli bal...

A -
A +

Bir hanım sahâbî, Resûlullah Efendimize "aleyhisselâm" hediye olarak "Bal" göndermişti bir gün. Efendimiz hediyeyi alıp, kabını geri gönderdiler. Ama kap dolu olarak geldi o hanıma. Kadıncağız bunu görünce çok üzüldü. Gözyaşları içinde koştu Efendimize - Yâ Resûlallah! Hediyemi niçin kabul etmediniz? O Server; - Ben senin hediyeni kabul ettim, buyurdular. - Ama nasıl olur? Kap aynen geri geldi bana. Buyurdular ki: - Geri gelen bal, Allahü teâlânın, hediyene karşı ihsan ettiği berekettir. Kadın, sevinç içinde döndü eve. O balı yıllarca yediler, yedirdiler, dağıttılar. Bitmek şöyle dursun, azalmadı bile. Bir gün yanlışlıkla başka kaba boşalttılar. O zaman tükeniverdi. Efendimiz bunu haber alınca; - O bal aynı kapta dursaydı, dünyâ durdukça yerlerdi de yine eksilmezdi, buyurdular. "GERÇEKTEN PEYGAMBERSEN!" Yine Kureyş müşrikleri bir gece Efendimizin huzuruna gelerek; - Yâ Muhammed! Gerçekten Peygambersen, şu gökteki "Ay"ı ikiye ayırıver, dediler. Ayın ondördü olup, tepsi gibi yuvarlaktı Ay. Efendimiz sordu: - Bunu yaparsam îman eder misiniz? - Evet, ederiz. Bunun üzerine mübârek parmağını kaldırıp "Ay"a işâret ettiler. Ay ikiye ayrıldı. Bir müddet öyle durup, sonra birleştiler. Efendimiz onların isimlerini tek tek sayıp; - Şâhit ol ey filân! Şâhit ol ey filân! diye seslendiler. Peki îman ettiler mi? Hayır. Yine "sihir" dediler. Nitekim büyüklerimiz; "Îman etmek nasîb işidir" buyurmuşlardır. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com