Bir ahde vefâ örneği

A -
A +

Mısır'da medfun velîlerden Zeynel'âbidin Münâvî hazretleri anlatıyor: Peygamber Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", ahde vefa konusunda çok titizdi. Şöyle ki: Henüz Peygamberliğini teblîğ etmemişken alışveriş yapmıştı bir kişiyle. Bir miktar borçlanıp, ödeme hususunda anlaştılar. Falan gün, falan saatte bir yerde buluşup, ödeyecekti borcunu. O gün, o saatte Efendimiz anlaştıkları yere gitti. Ama adam yoktu ortalarda. Ertesi gün yine gitti. Ama adam yine gelmemişti. Üçüncü gün yine gidip aynı yerde bekliyordu ki, o kimse geldi nihayet. Ama çok mahcuptu. - Özür dilerim, dedi. İki gün de unuttum. Ancak Efendimizin bu hareketini çok beğenmiş, kendisini çok sevmişti. Peygamberlik îlân edilince koştu hemen. "İlk îman edenler"den oldu. KİMSEYİ KIRMAZDI Peygamberimiz "aleyhisselam" yumuşak huylu idi. Kimseye sert söylemezdi. Hatta hizmetçisine bile. Sert söylemediği gibi onların işlerine yardım ederdi. Nitekim hizmetiyle şereflenen Enes bin Mâlik hazretleri "radıyallahü anh" "Resûlullaha on sene hizmet ettim. Lâkin bu on sene içinde Onun bana hizmeti, benim Ona yaptığımdan daha çoktur" demiştir. Efendimiz "aleyhisselam" her sabah namazını Eshâbına kıldırınca nur yüzünü cemaate döndürerek; - Hasta bir kardeşimiz varsa, ziyaretine gidelim, buyururdu. - Hasta kimse yok, denirse; - Cenazesi olan varsa, yardımına gidelim, derdi. - O da yok, denirse; - O halde rüyâ gören varsa, tâbir edelim, buyururdu. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com