Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), ahde vefa konusunda çok titizdi. Şöyle ki: Henüz peygamberliğini tebliğ etmemişken alışveriş yapmıştı bir kişiyle. Bir miktar borçlanıp ödeme hususunda anlaştılar. Falan gün falan saatte, bir yerde buluşup ödeyecekti borcunu. *** O gün geldi. O saat oldu. Efendimiz, anlaştıkları yere gitti. Ama adam yoktu ortalarda. *** Ertesi gün yine gitti. Adam yine yoktu... O yere gelmemişti. Üçüncü gün yine gidip aynı yerde bekliyordu ki o kimse geldi nihayet. *** Ama çok mahcuptu. "Özür dilerim!" dedi. İki gün de unuttuğunu söyledi. Ama Efendimizi çok sevmişti. Peygamberlik ilan edilince koştu hemen. İlk iman edenlerden oldu. *** Yine Hayber'den dönülüyordu. Bir Yahudi kadını bir eti zehirleyip kızarttıktan sonra Peygamber Efendimize getirdi ve kendisine "Bu eti sizin için kızarttım... afiyetle yiyiniz" dedi. Efendimiz yemedi o eti. Eshabına da yedirmedi. *** Zira et zehirliydi! Onun için yemedi. Kadın, ete zehir kattığını itiraf ettiği hâlde yine cezalandırmadı onu. O da bu merhameti gördü. İnsafa geldi. Şehadeti söyleyip imanla şereflendi. >> www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com